Jandarma özel harekat timlerine çevredeki tepelerden uzun namlulu silahlarla ateş açıldıDiyarbakır'ın Lice ilçesinin Tapantepe mevkiinde akşam saatlerinde toplanarak yolu trafiğe kapatan göstericilere müdahale eden jandarma özel harekat timlerine çevredeki tepelerden uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Açılan ateş sonucu 3 asker yaralandı.
Adana'da kafe çalıştıran bir kişi, "Pos makinesi hata verdi" bahanesiyle müşterilerini dolandırdı.Edinilen bilgiye göre olay, merkez Seyhan ilçesine bağlı Cemalpaşa Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre Osman C. (32), 2009 yılında bir kafe alarak işletmeye başladı ancak işler iyi gitmeyince borçlandı.
Bunun üzerine Osman C. kafesine gelip çay, kahve ve diğer içeceklerden içen müşterilerin şifresi olmayan kredi kartlarından yüklü miktarda para çekerken, şifresi olanlara da, "Pos makinesi çalışmadı, para çekmedi" diyerek kart limitini bitirene kadar çekim yaptı.
Kafe müşterileri, başka bir yere gidip alışveriş yapmak isteyince, "Kredi kartı limitiniz yetersiz" uyarısı aldı. Müşteriler bankadan hesap özeti isteyince kafeden yüklü miktarda para çekildiği ortaya çıktı.
Bu şekilde dolandırılan 13 müşteki polise başvurdu. Polis, yaptığı operasyonda Osman C.'yi gözaltına aldı. Zanlı sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi. Önce tutuklu yargılanan şahıs, ikinci duruşmada serbest kaldı ancak mahkeme sanığa 5 yıl sonra 37 yıl 6 ay hapis cezası 1 milyon lira para cezası verdi. Yargıtay'ın kararı onaması üzerine İnfaz Büro Amirliği ekipleri şahsı yakaladı. İşlemleri yapılan hükümlü cezaevine gönderildi.BİR KAHVE İÇEN MÜŞTERİDEN 53 BİN LİRA ALDI
Osman C.'nin kafeye gelip bir kahve içen müşterinin kredi kartından, "Pos makinesinde arıza var" diyerek art arda çekim yapıp tam 53 bin lirasını dolandırdığı ortaya çıktı. Şahsın çay içen başka müşterinin kartından 28 bin lira, kola içen bir müşterinin kartından ise 10 bin lira para çektiği ortaya çıktı.
İstanbul Beyoğlu Emniyet Müdürü Ünal Altıner bugün göstericiyi gözaltına aldı.İstiklal Caddesi’nde, CHP binası önünde toplanan gruba polis önce ‘Dağılın’ uyarısı yaptı sonra uyarıyı dinlemeyen grubu, üzerine yürüyerek uzaklaştırdı. Galatasaray Meydanı’na kadar devam eden takip sırasında, Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürü Ünal Altıner, iki göstericiyi gözaltına alındı. Emniyet müdürlüğü, polislere sapanla bilye attığını, aynı eylemden daha önce de gözaltına alındıklarını öne sürdü.
Telefon ve internet aboneliklerini süresi dolmadan iptal edenler, aylık faturada kullandığı kadar hizmetin ücretini ödeyecek.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunun kararına göre, fatura süresi dolmadan aboneliğin feshedilmesi veya numara taşınması gibi durumlarda tam fatura düzenlenmeyecek. Aboneler, paketin kullandıkları miktarının bedelini ödeyecek.
Söz konusu ücret süre bazlı hesaplanırken paketin geçerli olduğu süre esas alınacak. Haftalık paketlerde 7 gün, aylık paketlerde geçerli olduğu aydaki gün sayısı, fatura dönemi boyunca geçerli olan paketlerde ise kıst uygulanacak fatura dönemindeki gün sayısı baz alınacak.
Bir paket içerisinde temel elektronik haberleşme hizmetleriyle birlikte diğer elektronik haberleşme hizmetlerinin sunulduğu durumlarda paketin tamamı için, hizmetten faydalanılan gün sayısı, kullanılan dakika, verilerin orantılı olarak hesaplanan tahakkuka esas ücreti ifade eden "kıst ücret" uygulanacak.Bu durumda işletmeciler kıst ücret uygulamasına ilişkin hesaplamayı süre bazlı olarak gerçekleştirecek. Uygulama esaslarına dahil edilmeyen tüm elektronik haberleşme hizmetleri (ön ödemeli ücretlendirilen hizmetler, görüntü yayıncılık ve katma değerli elektronik haberleşme hizmetleri gibi) gerekirse kurum tarafından düzenleme yapılıncaya kadar kapsam dışında tutulacak.
- Kıst ücret nasıl belirlenecek?
Örneğin, aylık 60 lira sabit paket ücreti karşılığında 300 dakika ses, 300 kısa mesaj (SMS) ve 600 MB veri hizmeti alan bir abonenin söz konusu hizmette 10 gün kaldıktan sonra ayrılması durumunda; hizmetten yararlandığı 10 günlük 100 dakika, 100 SMS ve 200 MB internet kullanımı olarak hesaplanacak. Abonenin hizmetten yararlandığı 10 günlük süreye denk gelen kısmi paket ücreti ise 20 lira kabul edilecek.Söz konusu abone için, 10 günlük süre zarfında konuşma süresi 100 dakikanın, SMS sayısı 100 SMS'in ve veri kullanımı 200 MB'ın altında ise 10 günlük süreye denk gelen kısmi paket ücreti olan 20 lira tahsil edilecek.
Abonenin 10 günlük süre için hak ettiği kullanım miktarlarından (konuşma, SMS veya veri için) herhangi birini aşması durumunda ise paket ücretinin abonenin hizmetten yararlandığı süreye denk gelen kısmına ek olarak abonenin kullanım hakkını aştığı kısmı için birim ücret referans alınarak hesaplama yapılacak.
10 günlük süreye denk gelen kullanım miktarlarının aşılması durumunda ise her bir hizmet için aşılan miktar kadar paket aşım ücreti hesaplanarak 10 günlük kısmi paket ücreti olan 20 liraya eklenecek. Hesaplanan kıst ücret ile paket ücreti/aşım ücreti kapsamında hesaplanan ücretin hangisi daha düşükse aboneden düşük olan ücret alınacak.
Söz konusu uygulama, 1 Nisan 2015'te yürürlüğe girecek.
Ankara'da 'casusluk' soruşturması kapsamında, TİB'de dün Ankara Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından baskın düzenlendi.Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda bulunan serverlara el koyuldu. Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı TİB'de bulunan önemli ve hassas bilgilerinin yabancı ülkelere aktarıldığı, sonrasında bu bilgi ve verilerin silindiği ve yabancı ülkeler lehine casusluk yapıldığı iddialarına ilişkin soruşturma başlamıştı.Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri'nin gizli olarak yürüttüğü ve kamuoyuna yansımayan baskını sabah saatlerinde başladı. TİB'i adeta ablukaya alan polis ekipleri, casusluk soruşturması kapsamında serverlara el koydu.
Gölbaşı Cumhuriyet Savcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında, TİB'İn arşivinin tamamen silindiği, bununla irtibatlı olarak söz konusu arşivin silinmeden önce tamamen kopyalanarak kurum dışına çıkartılıp başka kişilere verildiği iddiaları inceleniyor. Yine soruşturma kapsamında 2012 yılı öncesine ait tüm dijital hafızanın ve log kayıtlarının da bu kapsamda silindiği iddiaları da araştırılıyor.
Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı 1 Mayıs'ta yaptığı yazılı açıklamada, TİB binasında yüksek kapasitede veri aktarıldığı tespit edilen birçok uydu internet çanak anteninin tespit edildiği ve bunların yabancı uydulara dönük olduğunun anlaşıldığı ve bu internet çanak antenden, TİB'in verilerinin yabancı uydular aracılığıyla bilinmeyen bir yere, yabancı uydulara aktarıldığı, iddialarının da araştırıldığını söylemişti. Kaynak: HÜRRİYET
TBMM’ye sunulan Torba Yasa tasarısında kadınları ilgilendiren bir ayrıntı var.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın en az 3 çocuk söylemi, sosyal güvenlikte de karşılığını buldu. Daha önce 2 çocuk doğuran işçi statüsündeki kadınlara sağlanan 4 yıl erken emeklilik hakkı, 3 çocuk için 6 yıla çıkartıldı.
Memur ve Bağ-Kur’lu kadınlar da kapsama alındı. Madencilik sektörüyle ilgili düzenlemeleri içeren ve TBMM’ye sunulan Torba Yasa tasarısına göre, çalışırken doğum yapan kadınlar ücretsiz doğum ve analık izni süreleri ile doğumdan sonra çalışmadıkları süreleri borçlanmak suretiyle erken emekli olabilecekler. Daha önce her bir çocuk için 2’şer yıl olmak üzere sadece iki çocukla sınırlanan borçlanma hakkı 3 çocuğa çıkartıldı. Böylece, 3 çocuk annesi bir kadın, doğum sonrasında ücretsiz izne ayrılmış veya çalışmaya ara vermişse, her bir çocuk için 2 yıl olmak üzere 6 yıllık primi kendisi ödeyerek erken emekli olabilecek.
BAĞ-KUR’LU KADINLAR DA YARARLANACAK
Bu hak daha önce sadece işçi statüsündeki kadınlarla sınırlı iken, şimdi memurlar ve Bağ- Kur’lu kadınlar da borçlanmak suretiyle erken emeklilik hakkına kavuşacak.Kaynak: Habertürk
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Taksim’de CNN International muhabiri Ivan Watson’un gözaltına alındığı iddialarına yanıt verdi.İstanbul Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, Taksim’de CNN International muhabiri Ivan Watson’un gözaltına alındığı iddiaları yalanlandı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, “Bazı basın ve yayın kuruluşlarında yer alan ‘Polis CNN International muhabiri Ivan Watson’u gözaltına aldı’ haberleri gerçeği yansıtmamaktadır. İlgili şahıs yapılan denetimlerde pasaportunu ibraz edememiş, bilahare pasaportunu getirmesi üzerine hakkında başkaca bir işlem yapılmamıştır” denildi.
Diyarbakır-Bingöl karayolunda gerginlik hadsafhada! Jandarmadan müdahale başladı.6 gündür kapalı olan Diyarbakır - Bingöl karayolunu Lice mevkiinde bulunan göstericilere Jandarma ekiplere bu sabah saatlerinde müdahale etti. Molotof, el yapımı bomba ve taş atan göstericilere jandarma ekip biber gazı ve tazyikli suyla karşılık verdi.Lice ve Hani ilçelerinde bir grubun yol kesip, hendek kazarak, bazı araçların anahtarlarına el koyması nedeniyle yaşanan gerginlik sürüyor. Bölgede "Kalekol" yapıldığını iddia ederek Diyarbakır-Bingöl ve Diyarbakır-Muş karayollarında yol kesme girişimlerinde bulunan yüzleri kapalı gruba müdahale edildi. Güvenlik güçlerine molotofkokteyli, havaifişek ve taş atan gruba, tazyikli su ve biber gazıyla karşılık verildi. Trafiğin kontrollü sağlandığı bölgede gerginlik devam ediyor ''GEREKLİ TEDBİR ALINMIŞTIR'' Diyarbakır Valiliğinden yapılan açıklamada, terör örgütünün yönlendirmesiyle illegal grupların Diyarbakır-Bingöl ve Diyarbakır-Muş karayollarında yol kesme girişiminde bulunduğu belirtildi. Güvenlik güçlerinin vatandaşların can güvenliğini ve anayasal hakkını kullanmalarını sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri aldığı vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Bölgede gerekli tedbirler alınmıştır. Bu kapsamda güvenlik güçlerince, Diyarbakır-Bingöl karayolunun Lice-Ziyaret mahallesi ile Hani-Çağıl mahallesi arasında kalan kısmında, eylemciler tarafından karayolu üzerinde açılmış olan hendeklerin kapatılması ve Çağıl mahallesi yol ayrımında trafiğin işlemesine mani olan engellerin kaldırılmasına yönelik güvenlik tedbirleri alınmaya başlanmıştır. Yapılan çalışmalar tamamen vatandaşlarımızın seyahat özgürlüğünü sağlamaya yöneliktir."
Rapor Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın da katıldığı toplantıda kamuoyuna sunuldu.
Kamu Etik Kurulu, memurların günlük mesaisinin önemli bir bölümünü çay-kahve ve sigara molası, misafir ağırlama, sohbet, sosyal medyayı takip ve bilgisayarda oyun gibi uğraşlarla harcadığı tespitini yaptı.
Kamu Etik Kurulu'ndan şok memur raporuKamu kurumlarında rüşvet ve yolsuzluk ile savurganlığın önlenmesi amacıyla kurulan Kamu Görevlileri Etik Kurulu, memurların 8 saatlik mesailerinin önemli bir bölümünü boşa geçirdikleri tespitini yaptı.Fiili çalışma süresi
Kurul, memurun mesai verimliliğini analiz eden tespitlerini Başbakan Yardımcısı Babacan’ın da katıldığı toplantıda kamuoyuna sundu.
Etik Kurul, “savurganlıktan kaçınma” adı altında hazırladığı metinde, memurların kendilerine “Mesaimin ne kadarını gerçekten kamu hizmeti için harcıyorum. Fiilen kaç saat çalışıyorum” sorularını yöneltmelerini istedi.Memurların bedeni ve zihinsel olarak tüm çabalarını mesai boyunca kamu hizmetine harcamaları gerektiğini bildiren Kurul, şu çarpıcı tespitleri yaptı:
Bulmaca ve misafir
*Kamu görevlilerinin aldıkları maaş karşılığında günde 8 saat mesai yapmaları gerekmektedir.*Ancak çoğu zaman, olumsuz hava koşulları, trafik, servislerin gecikmesi, hastalık, özel işler gibi zorunlu nedenlerle ya da keyfi olarak mesaiye geç gelinmekte ve erken çıkılmaktadır.Gün içerisinde de kahvaltı yapmak, sohbet etmek, öğlen yemeğe erken çıkmak ve geç dönmek, çay-kahve içmek, sigara molası vermek, gelen özel misafirleri ağırlamak, gazete okumak, bulmaca çözmek, sosyal medyayı takip etmek, bilgisayarda oyun oynamak ve benzeri meşguliyetlerle mesaimizin önemli bir bölümü boşa gitmektedir.Vatandaşı etkiliyor
Etik Kurul, bazı memurların maaşlarının düşük olduğunu bahane ederek, ‘Bu kadar maaşa bu kadar mesai’ yaklaşımı sergilediğini bunun ahlaki açıdan yanlış olduğunu belirtti.Memurlara, özlük haklarının iyileştirilmesi için yasal sınırlar dahilinde ve mesailerini aksatmadan çaba sarf etmelerini çağrısı yapan Kurul, “Düşük maaş bahanesiyle mesainin bir kısmında çalışmama, işi yavaşlatma, işi bırakma gibi davranışlar kamu hizmetlerinin aksamasına ve vatandaşların mağduriyetine neden olmaktadır” tespitinde bulundu.
Kamu Etik Kurulu 11 kişiden oluşuyor
*Bakanlık görevi yapmış olanlar arasından bir üye,*İl belediye başkanlığı yapmış olanlar arasından bir üye,*Yargıtay, Danıştay, Sayıştay üyeliği görevlerinden emekliye ayrılanlar arasından üç üye,*Müsteşarlık, büyükelçilik, valilik, bağımsız ve düzenleyici kurul başkanlığı görevlerinde bulunmuş veya bu görevlerden emekliye ayrılanlar arasından üç üye,*Üniversitelerde rektörlük veya dekanlık görevlerinde bulunmuş öğretim üyeleri veya bunların emeklileri arasından iki üye,*Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında en üst kademe yöneticiliği yapmış olanlar arasından bir üye.BUGÜN GAZETESİ
Konya’nın Akşehir ilçesinde 7 günlük bebek, bir evin giriş kapısına bırakılarak terk edildi.Akşehir Kuşçu Mahallesi Boğaz Sokak'ta bir evin girişine bırakılan bebek, ev sahibi tarafından bulundu. Kundağa sarılı halde bulunan ve 7 günlük olduğu öğrenilen bebeği bulan ev sahibi durumu polise ve sağlık görevlilerine haber verdi. Sağlık kontrolünden geçirilmek üzere ambulansla Akşehir Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırılan bebeğin, sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Yapılan kontrollerin ardından Yeni Doğan Çocuk Servisi'ne alınan bebeğin adının yanına bırakılan nottan Ceren Suy olduğu belirlendi.
Kundağından çıkan notta, “Kızımız Ceren Suy'u isteyerek veya dileyerek bırakmıyoruz. Bakacak durumumuz olmadığı için ve çevremdekilerden ters tepki görmekten korktuğum için bırakmak zorunda kaldık. Sizden ricam sizin iyi biri olduğunu biliyorum ve size bırakıyorum. Allah rızası için onu bırakmayın ben onu almaya geleceğim durumum düzeldiğinde şimdi durumumuzdan dolayı bırakıyoruz. Sizden ricam onun iyi ve sağlıklı olması için elinizden geleni yapmanızı istiyoruz. İçimiz yansa da bunu yapmak zorundayız umarım bizi anlarsınız ve çocuğuma sahip çıkarsın" yazılı olduğu öğrenildi. Akşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Müdürlüğü ekipleri tarafından, terk edilen 7 günlük bebeğin bırakıldığı sokakta ve hastanelerde son bir ay içerisinde doğum yapanlar tespit etmek için araştırma başlattığı ifade edildi.
Türkiye illegal paylaşımlar için yazılım satın alıyor. NetClean isimli yazılım istenmeyen içerikleri 5 saniyede silecek.Özel hayatın gizliliğini koruyarak kişisel hakların ihlal edilmemesini isteyen hükümet, Twitter üzerinden yapılan yasa dışı paylaşımlara çözüm bulmak için kolları sıvadı. Twitter üzerinden paylaşılan yasadışı fotoğraf, görüntü ve bilgileri hemen silmek için Türkiye yazılım alıyor. Twitter ile uyumlu çalışan NetClean isimli yazılımla, çocuk pornosu, illegal fotoğraf ve terör içerikli paylaşımlarının tweet atıldıktan beş saniye sonra otomatik olarak silinmesi hedefleniyor. Yazılımla ilgili alımı ise İçişleri Bakanlığı yapacak. Konuyla ilgili İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya da sunum yapıldığı öğrenildi.
YENİ BİR YÖNTEMGezi olaylarıyla birlikte gerçek dışı görüntü ve fotoğrafların paylaşıldığı, kimi zaman kara propaganda alanına dönüşen, 17 Aralık'tan sonra da özel hayatın gizliliğiyle kişisel hakların ihlal edildiği yer olan Twitter'a karşı yeni bir yöntem bulunduğu iddia ediliyor. Türk mahkemelerinin verdiği kararları uygulamadığı için Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından erişime engellenen Twitter, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararla yeniden erişime açılmıştı. Ancak halen Twitter ile görüşmeler sürdürülüyor. Yapılan araştırmalar sonunda Twitter'daki istenmeyen ve hakkında mahkeme kararı bulunan içerikleri engellemenin yolunun bulunduğu savunuluyor.
40 MİLYON EUROYazılımın alınması için İçişleri Bakanlığı'nın harekete geçtiği belirtiliyor. 40 milyon euroluk yazılım sayesinde Twitter'da paylaşılan çocuk pornosu gibi illegal linkler anında temizleniyor. Temizleme işlemi ise yazılıma girilen anahtar kelimelerle gerçekleşiyor. Yazılımın birçok kişinin mağduriyetini gidermesi bekleniyor.Kaynak: sabah
Yüksek Hızlı Tren çalışmaları kapsamında Sakarya'nın Arifiye ilçesinde yapılan istasyon binası kısmen çöktü.
Ayrıntılar gelecek..Kaynak: Ajanslar
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, internet fiyatlarında indirime gidileceğini açıkladı.
Bakan Elvan, 30 Mart’ta yapılan Mahalli İdareler Seçimlerinin ardından belediye başkanlığı seçimlerinin iptal edildiği Çankırı’nın Şabanözü ilçesini ziyaret etti. İlçe girişinde AK Parti Çankırı Milletvekilleri İdris Şahin ve Hüseyin Filiz, Vali Vekili Yakup Tat, Çankırı Belediye Başkan Vekili Mustafa Potukoğlu ve partililerce karşılanan Elvan, mermi, mühimmat ve çorap fabrikalarında incelemelerde bulundu. Üretim hakkında yetkililerden bilgiler alan Elvan, fabrikalarda çalışan işçilerle sohbet etti.
"BAŞBAKANIMIZA SELAM SÖYLEYİN"
Mermi üretimi yapan fabrikada bir işçiyle sohbet eden Bakan Elvan, işçiye herhangi bir şikayetinin olup olmadığını sordu. İşçi ise hiçbir şikayeti bulunmadığını ifade ederken, "Başbakanımıza çok selam söyleyin, maaşlarımıza azcık zam yaparsa daha memnun oluruz" dedi.
Elvan, daha sonra fabrika çıkışında bekleyen gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye’de son 10 yılda internet fiyatlarında yaşanan düşüşe dikkat çeken Bakan Elvan, "İnternet toptan satışında bir indirime gidiliyor. Bu indirimden sonra internet servis sağlayıcılarının da bir indirime gitmesini bekliyoruz. Yani internet fiyatları daha da aşağı düşecek" dedi.
Türkiye’nin internet altyapısı itibarıyla oldukça iyi konumda olduğunu dile getiren Elvan, "Daha önce de ifade ettim. 2002 yılında Türkiye’de geniş bant abonemiz hemen hemen hiç yoktu, 20 bin civarında abonemiz vardı. Bugün 35 milyona yaklaştı. Avrupa ülkelerinin üzerinde abone sayısına sahip olduğumuzu görüyoruz. Örneğin, Almanya’da geniş bant abone sayısı 25 milyonken bizde 35 milyona yaklaştı" ifadelerini kullandı.
İzmir'de, çiçek veya paket teslim etme bahanesiyle hazırladıkları senetlerin altına sahte kuryelerle attırdıkları imzalarla dolandırıcılık yapmakla suçlanan tutuksuz 4 sanık beraat etti.Azeri asıllı Perisa Zabani'nin de mağdurlar arasında yer aldığı davada verilen karar Yargıtay tarafından bozuldu.
İzmir'de bir dolandırıcılık şebekesinin, çiçek, evrak ya da paket teslim eder gibi görünüp, teslim tutanağının imza kısmını keserek, altına daha önceden hazırladıkları senedin imza bölümü gelecek şekilde imza attırırak yüzbinlerce liralık dolandırıcılık yaptığı belirlendi. İddiaya göre, 45 yaşındaki Mehmet E., 26 yaşındaki Muhammet U., 30 yaşındaki Orhan Ş. ve 31 yaşındaki Fahriye T., İzmir'de maddi durumu iyi olan kişilerin hangi bankalarla çalıştığını, resmi kurumlarla devam eden işlemlerinin olup olmadığını tespit ettikten sonra o kurum ve bankalar adına sahte zarf ve belgeler hazırladı. Daha sonra Muhammet U. kurye kıyafeti giyerek, imza kısmını kesip, altına senedin imza bölümü gelecek şekilde hazırladıkları teslim tutanaklarına imza attırarak, bunları dolandıracakları kişilere teslim etti. Bu yöntemle kurban seçilen 22 kişiden 11'inin dava açması sonucu dolandırıcılık ortaya çıktı. Hileli tutanağa imza atanlar rasında bulunan Azeri asıllı Perisa Zabani hakkında, 115 bin liralık icra takibi başlatıldı. Zabani, böyle bir borcu olmadığını belirterek itiraz etti ve suç duyurusunda bulundu. 2010 yılında açılan davada, Cumhuriyet Savcısı Durmuş Taşdemir hazırladığı iddianamede, Muhammet U.'nun Zabani'ye çiçek getirip teslim etme bahanesiyle bir belgeye imza attırdığını, kefili sanık Orhan Ş. olan 115 bin lira tutarlı bonodaki borçlu imzasını, Zabani'ye çiçek teslimi bahanesiyle düzenleyip imzalatılan belgeden keserek naklettiklerini belirtti. Savcı Taşdemir, senette alacaklı görünen Fahriye T.'nin daha sonra Zabani aleyhine İzmir 2'nci İcra Müdürlüğü'ne başvurup icra takibi yaptırdığını vurguladı. Zabani'nin şikayeti üzerine İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı'nın ekspertiz raporunda da bononun sahte olduğunun saptandığını ifade etti.İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, 'Dolandırıcılık' ve 'Resmi belgede sahtecilik' suçlarından 12'şer yıl hapis cezası istemiyle yargılanan, başka suçtan hükümlü Mehmet E. ve diğer 3 sanık hakkında beraat kararı verildi. Mağdur Zabani, avukatı aracılığıyla kararın temyizi için Yargıtay'a başvurdu. Yargıtay 15'inci Ceza Dairesi, sanık Fahriye T.'nin senet bedeli olan parayı Zabani'ye, annesinden alıp verdiğini belirttiğine dikkat çekti. Sanığın annesinin bu miktarda parayı verebilecek ekonomik gününün bulunup- bulunmadığının araştırılmasını, Adli Tıp Kurumu Fizik Grafoloji İhtisas Kurulu'na inceleme yaptırılarak, ıslak imza bulunan bir kağıda senet formunun yerleştirilip yerleştirilmediği hususlarındaki çelişkinin giderilmesini istedi. Yüksek mahkeme, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle karar verildiğini bildirerek, beraat kararını bozdu. Bozma kararı ardından İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülen davada Cumhuriyet savcısı 4 sanık hakkında yine beraat kararı verilmesini istedi. Mahkeme heyeti, kararı açıklamak üzere duruşmayı erteledi.Mağdur Perisa Zabani'nin avukatı olan eski ağır ceza mahkemesi başkanı Ahmet Hekimoğlu, sanıkların aynı yöntemlerle 22 kişiyi daha dolandırdığını, bunların 11'inin şikayetçi olarak dava açtığını belirtti. Hekimoğlu, sanıkların müvekkili işadamı Mustafa Erden'i sahte kurye aracılığıyla ajanda teslim ederken imzalattıkları senetle 90 bin TL dolandırdığını, müvekkili 70 yaşındaki işadamı M.A'yı 675 bin, A.E'yi 300 bin TL dolandırdığını öne sürdü. Hekimoğlu, mağdurların açtığı davaların sürdüğünü, şüpheli Mehmet E. hakkında çeşitli illerde sonuçlanan veYA devam eden çok sayıda dava bulunduğunu belirtti.
Çocukları PKK tarafından kaçırılan aileler 10 gündür Diyarbakır’da eylem yapıyor.
Kayıtlara göre Diyarbakır’da toplam 21 aile çocuklarının getirilmesi için resmi başvuruda bulunurken istihbarat birimlerinin yaptığı çalışmaya göre Türkiye’de toplam 2 bin 350 çocuk aynı durumda yani PKK’nın elinde bulunuyor. Bu çocukların yüzde 70’i 16 yaş altında.
Güvenlik güçlerinin yaptığı çalışmalara göre, Suriye’de çıkan olaylardan sonra PKK terör örgütü insan kaynağını artırabilmek için çocuklara yöneldi. Bir kısmını kaçırarak, bir kısmını da kandırarak kadrosuna kattı.
Uzmanlar bu artışın nedenini şöyle açıklıyor: “Suriye’de çıkan olaylardan sonra PKK, Suriye’deki PYD’ye silahlı destek sağladı. Silahlı kuvvetlerinin çoğunluğunu buraya kaydırdı. Bu kaydırma sonucunda ise iki ihtiyaç ortaya çıktı. İlk olarak PYD saflarına katılan örgüt mensuplarının bir kısmı hayatını kaybetti ve ilerleyen dönemde de kaybedecek olanlar var. Dolayısıyla silahlı kanatta ileride doğabilecek ihtiyaçlar için yeni kadronunun yetiştirilmesi gerekiyor. Bunun için çocuklara yönelindi.”
Güvenlik uzmanları ikinci neden olarak özellikle Kandil başta olmak üzere diğer kampların insan gücü ihtiyacını gösteriyor:
Hizmet ediyorlar
“Terör örgütü PKK özellikle Kuzey Irak’ta organize bir yapılanmaya sahip. Bu kapsamda kampın belli ihtiyaçlarının sağlanması için insan gücüne gerek duyuluyor. Örneğin temizlik, yemek, barınma gibi ihtiyaçları önceden PYD saflarına kaydırılan gruplar tarafından sağlanıyordu. Şimdi bu ekip Suriye’ye geçince yeni insan kaynağı gerekti ve bu çocuklar ‘hizmet’ amaçlı kullanılıyor.”
İstihbarat birimlerinin yaptığı çalışmalara göre örgüte küçük yaşta katılımların en yoğun olduğu il İstanbul. İkinci sırada İzmir, sonra Adana ve dördüncü sırada ise Mersin geliyor.
Ailelerin önlemi etkili...
PKK’nın bu illerde ‘network’ yapılanmasının bulunduğunu, göçlerle birlikte nüfusun da artmasından dolayı bu tablonun ortaya çıktığını ifade ediyor. Diyarbakır, Mardin ve Şırnak ise sıralamada büyük şehirlerin gerisinde yer alıyor. PKK, 2 yıl kadar önce en yüksek katılımı sağladı. Son dönemde ailelerin önlem almasıyla birlikte katılımların sayısı azaldı.
Çocuklarını para verip geri aldıla
PKK’nın çocuklarıı dağa çıkardığı fakir ailelere para verdiği de belirtiliyor. Çocuk başına 20 bin TL ödeniyor. Ayrıca bu aileler maaşa bağlanıp halka yardım yapıyoruz propagandasına dönüştürülüyor. PKK’nın kaçırdığı çocuklarla ilgili olarak son bir kaç ay içinde ilginç gelişmeler de yaşandı. İstihbarat birimlerinin yaptığı çalışmaya göre İstanbul ve İzmir’den kaçırılan çocukların aileleri devreye girerek çocuklarını PKK kamplarından geri getirmeyi başardı. Toplam 85 aile, 116 çocuğu ya yüksek rakamlar ödeyerek ya da örgüte sözü geçen kişileri araya sokarak evlerine dönmelerini sağladı.Vatan
Geçen yıl markette 1-2 lira olan yaş kayısının fiyatı 4-5 liraya çıktı, kuru kayısı fiyatı ise 25-30 liraya kadar yükseldi.
Mart ayının son günlerinde meydana gelen don olayı kayısı üreticisine büyük darbe vururken fırsatçılara da gün doğdu. Yaş kayısının1 lira olan pazar fiyatı ise 3 liraya yükseldi. Elinde kuru kayısı olan stokçular ise don olayından sonra fiyatları 25-30 liraya yüksetti.
‘Vurguncu kol geziyor’
Türkiye Ziraatçiler Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, don olayına bağlı olarak rekoltenin düşeceği haberlerinin yayılması üzerine bazı kişilerin ortaya çıkarak üreticinin elindeki ürünü topladığını ve fiyatlar yükseldiği zaman da piyasaya sürdüğünü söyledi. Yetkin, “Bu dönem, aracının, tefecinin, vurguncunun kol gezdiği bir dönem. Bu tür kişiler için tam bir fırsat zamanı” dedi.
Rekolte yüzde 55 düştü
Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) 19 bin fındık ve 11 bin kayısı bahçesinde zarar tespit etti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) kayısıdaki rekolte kaybının yüzde 55 olduğunu açıkladı. Hükümet, üreticilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’ne olan kredi borçlarını
Rekolte 350 bin tona düşecek
2013 yılında 780 bin ton kayısı üretildiğini açıklayan TÜİK, don olayından sonra rekoltenin 350 bin tona düşeceğini açıkladı. 2014 yılında 17 bin 975 kayısı bahçesi için tarım sigortası yaptırıldı. Bu bahçelerden 11 bin 340 adedi don teminatı aldı. Mart sonundaki don olayında 10 bin 941 bahçe için hasar ihbarı yapıldı.
Kesin zarar hasatta
Kayısı ürünü için, hasar tespit çalışmalarının sürdüğünü açıklayan TARSİM yetkilileri, “Hasar tespiti her parsel ve bahçede fiilen inceleme yapılmak suretiyle geçici olarak yapılmaktadır. Gerçekleşen hasarın oranı ve miktarı, bilahare hasat zamanında yapılacak kesin tespitler sonrasında belirlenecek” dedi.
Milupa Aptamil Sütlü Tahıl Karışımı ürününde GDO'nun tespit edilmesi üzerine yaşanan skandalda yeni detaylar gündeme geldi.
GDO SKANDALINDA İKİNCİ PERDE…
Milupa Aptamil Sütlü Tahıl Karışımı ürününde GDO’nun tespit edilmesi üzerine yaşanan skandalda yeni detaylar gündeme geldi.
Bakanlık birimlerinin söz konusu markanın çocuk mamalarında GDO’yu tespit ederek ürünleri toplatmasıyla birlikte AB’nin hemen devreye girerek Türkiye’den savunma istediği ortaya çıktı. Türkiye de Biyogüvenlik Kanunu’nu gerekçe göstererek gıda ürünlerinde GDO’nun kesinlikle yasak olduğuna dikkat çekti.
AB, yaptığı uyarıda özellikle Türkiye’nin müzakere sürecine vurgu yapılması anlamlı bulundu. Bilindiği üzere Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın piyasa denetimleri sırasında Milupa Aptamil Sütlü Tahıl Karışımı ürününde GDO içerdiği tespit edilmişti. Bunun üzerine GDO’lu Milupa’ların ürünleri toplatılmıştı. Çocuk mamalarındaki skandal Gıda Güvenliği Hareketi tarafından ortaya çıkarılmıştı.
Bakanlık, küçük firmaların hileli ürünlerini deşifre ederken Fransız gıda devi Danone bünyesinde yer alan Milupa’daki GDO skandalını deşifre edememişti. Milupa ürünlerinin toplatılması üzerine AB’nin bundan rahatsız olduğu ve hemen Fransız gıda devi için devreye girdiği ortaya çıktı.
Milli Gazete'de yer alan habere göre, Avrupa Birliği ülkelerinde tohum ekimi yasak olmasına rağmen gıda ürünlerinde GDO serbest. Türkiye’nin de AB ile müzakere sürecinde olduğu hatırlatılarak Milipa’nın ürünlerinin toplatılma kararının yeniden gözden geçirilmesi istendi. 2010 yılında yürürlüğe giren 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu’da Türkiye’de GDO’nun sadece yem hammaddesi olarak kullanılması serbest.
Türkiye’nin girmeye çalıştığı AB’nin mevzuatlarında ise gıda maddelerinde de GDO kullanılıyor. Buradaki bu çelişki Milupa ürünlerinde GDO’nun tespit edilmesiyle patlak verdi. Milupa’dan yapılan açıklamada da kendilerini Türkiye’deki mevzuatların değil AB mevzuatlarının bağladığına dikkat çekildi.
KANUN UYGULANABİLECEK Mİ?
Biyogüvenlik Kanunu’nun 15’inci maddesine göre, gıdalarda GDO bulunduranlara 5 ila 12 yıl arasında hapis cezası öngörülüyor. Kanunun ilgili maddesi AB’nin müdahalesi sonucunda Milupa’cılara uygulanıp uygulanmayacağı ise merakla bekleniyor.
AÇIKLAMALAR DA KAFALARI KARIŞTIRDI
GDO skandalının ortaya çıkması üzerine Milupa, kendisini savundu. Milupa ürünlerinin GDO açısından güvenli olduğu belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Ürünlerimizde, sadece Avrupa Birliği Kanunlarına uygun olduğu sertifikalandırılmış hammaddeler kullanılıyor. Tüketicimize sunulmaya hazır ürünlerimiz, geliştirilmiş kontrol sistemleriyle laboratuarlarımızda GDO açısından, diğer konularda da olduğu gibi test edilmekte ve ancak bundan sonra tüketicilere sunulmaktadır” Milupa bu açıklamasında AB’nin kanunlarına özellikle vurgu yaparak, kendisini Türkiye’deki kanunların değil AB kanunlarının bağladığını belirtmesi dikkat çekti.
Yeni yasa ile bugünden itibaren ruhsatsız konut satışı yasaklandı.Yeni Tüketici Kanunu ile birlikte bugünden itibaren konut satışında yeni bir dönem başlıyor. Ruhsatsız konut satışlarının bugünden itibaren yasaklanması başta Esenyurt ve Fikirtepe olmak üzere birçok bölgede satış işlemlerini durdurdu.
Habertürk'ün haberine göre, bazı şirketler bu durumu ön talep toplama ve ruhsat çıkana kadar kaparo toplayarak aşmaya çalışırken, sektörün büyük oyuncularına göre "Bu yasayı sulandırmaktan başka bir şey değil. Ruhsatı olmayan projelere karşı tüketicinin dikkat etmesi gerekiyor" uyarıları yapılırken hukukçulara göre de söz konusu yöntemlerle yasanın arkasından dolaşılmaya çalışılıyor.
'AYLAR ÖNCESİNDEN ÖN TALEP TOPLANMAZ'
Nitekim Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz, yeni Tüketici Kanunu ile ön talep ve kaparo gibi uygulamaların artık son bulacağını belirterek, "Müşteriler ruhsatsız bir projeden ön talebe karşı para verirse hukuka aykırı bir işlem yaparlar. Gelecekte hiçbir hak iddia edemezler" diye konuştu.
Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Aziz Torun da "Ön talep kamuoyu yoklaması adıyla 3 gün öncesinden yapılabilir. Ancak bunu aylar öncesinden başlatmak ve müşteriden kaparo almak bağlılık yaratır. Bunların olmaması lazım" dedi. İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım ise Türkiye'nin her yerinde ruhsatsız proje bulunabildiğine dikkat çekerek, tüketicinin ruhsatsız satışlara karşı bilinçlenmesi gerektiğini ifade etti.
'RUHSAT İŞLEMLERİ ÇOK UZUN SÜRÜYOR'
Fikirtepe'de toplam yatırımı milyar liraları bulan bir müteahhit, "Biz de ruhsatsız satış yapmak istemeyiz. Ancak ruhsat işlemleri çok uzun sürdüğü için kaparo alıp, yer ayırtma yoluyla devam edeceğiz" dedi.
ŞİMDİ NELER OLACAK?
Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz,"Yeni Tüketici Kanunu ile inşaat şirketleri, müşterilerine ön bilgilendirme formu göstermek zorunda. Burada ruhsat başta olmak üzere proje bilgileri gösterilecek. Daha önceden şirketlerin ofislerinde yapılan satış sözleşmeleri artık geçersiz. Yeni kanunla sözleşmeler sadece noterde yapılacak. Proje teslim edilene dek sözleşmede şerh bulunacak. Bu şerhte hangi daire kim tarafından ne zaman satın alınmış bilgileri yer alacak. Yatırımcıların topladıkları ön talep ya da kaparolar da yasadışı kalacak. çok uzun." dedi.
Gezi Parkı olaylarının yıldönümüne günler kala bazı sanatçılar 31 Mayıs'ta Taksim'de toplanma çağrısı yaptı.Gezi Parkı olaylarının birinci yıldönümü nedeniyle bazı ünlü oyuncular, çektikleri video ile 31 Mayıs'ta Taksim'de toplanma çağrısı yaptı.
Çözüm sürecini sürekli istismar eden terör örgütü dur durak bilmiyor. Bölücü terör örgütü PKK çok sayıda çocuğun ardından şimdi de bir uzman çavuşu kaçırdı, hem de herkesin gözleri önünde…Diyarbakır’ın Lice ile Hani ilçeleri arasında yol kesen PKK’lılar 1 uzman çavuşu kaçırdı. Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde son üç gündür yol kesen gruplar, güvenlik güçlerinin müdahalesiyle dağılırken, karayolunda ulaşım emniyetli şekilde sağlanmaya başlandı.
Mardin’de görevli bir uzman çavuş eşinin rahatsızlığı nedeniyle Erzurum’a özel otomobiliyle giderken, bu akşam saat 19.30 sıralarında Diyarbakır’ın Lice, Hani ilçeleri ile Bingöl yol ayrımındaki Karaçayır bölgesinde bir grup PKK’lı tarafından durduruldu. PKK’lılar otomobilini yaktıkları uzman çavuşu yanlarına alarak kaçırdı.
Olayın duyulmasının ardından bölgede operasyon başlatan güvenlik güçleri, uzman çavuşun yakılmış otomobilini buldu. Bölgede kaçırılan uzman çavuşu kurtarmak için çalışmalar başlatıldı.
Mekke Emiri, ayak tabanını Kabe'ye yaslayarak saygısızlık yapan polis memuru için savcılığı soruşturma talimatı verdi.Sosyal paylaşım sitelerinde yayınlanan fotoğrafın ardından savcılığa soruşturma talimatı veren Mekke Emiri Meş'al bin Abdullah bin Abdulaziz, ayak tabanını Kabe'ye yaslayan polis memurunun davranışının kabul edilemez olduğunu, Müslümanların kutsal mekanında herkesin edebini takınması gerektiği açıklamasını yaptı.
Sosyal medyada yayınlanan fotoğraf herkes tarafından büyük tepki topladı. Arap kültüründe bir kişinin ayakkabısını veya ayak tabanını bir yere uzatması ve yaslaması büyük hakaret kabul ediliyor.
Olayın ardından Meş'al bin Abdulaziz, Mekke Emniyet Müdürü'ne Harem-i Şerif ve çevresinde insanların daha dikkatli davranması ve edebini takınması için bir çalıştay kurulmasını, gerekirse bu yönde eğitim verilmesini istedi.
Antibiyotik direnciyle ilgili açıklamalarda bulunan Mersin İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Mustafa Kemal Başaralı, direnç gelişimini önlemek için antibiyotiklerin akılcı kullanımının esas olduğunu vurguladı.Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) şimdiye dek antibiyotiklerle ilgili en geniş çalışmayı yaptığını kaydeden Başaralı, "114 ülkenin verileri baz alınarak yapılan incelemede antibiyotiklere karşı bakterilerin direncinin artmasının AIDS'ten bile tehlikeli büyük bir küresel tehdit oluşturduğu bildirilmiştir. 2014 yılındaki son raporu için WHO, zatürre, ishal ve kan yoluyla bulaşan enfeksiyonlar gibi en sık görülen hastalıklara yol açan yedi farklı bakteriyi inceledi" diye konuştu.
Araştırmaya konu olan 114 ülke içinde Türkiye'nin bakterilerin antibiyotik direncinin en yüksek olduğu ülkeler arasında hemen hemen tüm bakteri türlerinde ilk 3'te yer aldığının altını çizen Başaralı, "Türkiye'de bağırsak hastalıklarına sebep olan ve koli basili olarak da bilinen escherichia coli bakterisinin etken maddesi sefalosporin olan antibiyotiklere karşı direnç oranı yüzde 43.3, aynı bakterinin, etken maddesi florokinolon olan antibiyotiklere direnç oranı yüzde 46.3 olarak bildirilmiş. Akciğerlerde rahatsızlığa sebep olan Klebsiella pneumoniae bakterisinin etken maddesi sefalosporin olan antibiyotik ilaçlara direnç oranı yüzde 52.4 tespit edilmiş.
Hastane bakterisi olarak da bilinen staphylococcus aureusun metisilin antibiyotiklerine direnç oranı yüzde 31.5, bu Avrupa ülkelerine göre yüksek bir oran. Türkiye'de zatürre, menenjit, kulak iltihabı ve sinüzitte en çok sebep olan bakteri olarak nitelendirilen streptococcus pneumoniaenin tedavisinde uzun süredir penisilin içeren ilaçlar kullanılmıyor çünkü WHO\'nun raporuna göre bu bakterinin Türkiye'de penisilin direnci yüzde 44.8 olarak bildirilmiş" ifadelerini kullandı.
WHO\'nun raporuna göre antibiyotiklere direnç gelişimindeki artışın dünyanın her bölgesinde sürdüğüne vurgu yapan Başaralı, "İnsanlık artık antibiyotik öncesi döneme geçiş yaptı. Yani basit hastalıklardan ölümler antibiyotik direnci nedeniyle giderek artacak. Direnç gelişimine acilen önlem alınmazsa yıkıcı sonuçları olacağı açıktır. Antibiyotiklerin endikasyon olmaksızın kullanımı, endikasyon olmasına karşın uygun doz ve doz aralığında kullanılmaması, gereğinden kısa veya uzun kullanılması gibi sorunlar ancak hekim, eczacı ve toplumun konuyla ilgili bilgilendirilmesi ile aşılabilir. Antibiyotik direncine karşı dur diyelim. Unutmayalım, çözüm elimizde" dedi.
Trafik cezalarına Maliye el koydu. Artık toplu trafik cezası kesilmeyecek.
Sürücüleri canından bezdiren toplu trafik cezaları son buluyor. 1 yıl sonra faiziyle gelen trafik cezaları isyan ettirirken, Maliye konuya el koydu.
Emniyet'in kestiği trafik cezası tutanaklarının tamamı 1 hafta içinde Gelir İdaresi'ne gönderilecek. Gelir İdaresi de aynı süreyi geçirmeden, cezaları sisteme işleyerek vatandaşa tebliğ edecek.
Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde, bir grup terörist tarafından 3 araç ateşe verilirken, 6 kişi de kaçırıldı.Ağrı Valiliği, Doğubayazıt ilçesi Çiftlik Köyü'nde köy içi elektrik şebekesi iyileştirme ve bakım çalışmaları yapan Aras Edaş Elektrik Anonim Şirketine ait 1 aracın köy merkezinde, 2 aracın ise Çiftlik Köyü Eli Mezrası'nda yakıldığı ve şirket çalışanlarından 6 işçinin kaçırıldığını bildirdi.
Valilikten yapılan açıklamada, Doğubayazıt ilçesine bağlı Çiftlik Köyü'nde elektrik şebekesi iyileştirme ve bakım çalışmaları yapmak için Aras EDAŞ'a ait üç araçla 6 kişinin köye gittiği belirtildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Doğubayazıt ilçesi Çiftlik Köyü'nde köy içi elektrik şebekesi iyileştirme ve bakım çalışmaları yapan Aras Edaş Elektrik Anonim Şirketine ait 1 araç köy merkezinde, 2 araç ise Çiftlik Köyü Eli Mezrası'nda yakılmış ve şirket çalışanlarından 6 işçi kaçırılmıştır. Kaçırılan işçilerin kurtarılması ve faillerin yakalanması için takip ve kovuşturmaya başlanmıştır.
Tek gayesi halkımızın ihtiyaç duyduğu elektrik ve aydınlatma hizmetlerinin yerine getirilmesi olan işçilerin kaçırılması ve araçların yakılması, vatandaşlarımıza sunulan kamu hizmetlerinin engellenmesine yönelik menfur bir girişimdir. Vatandaşlarımıza sunduğumuz kamu hizmetlerini sürdürmeye ve iyileştirmeye yönelik gayret ve çabalarımız her türlü saldırgan, yıkıcı ve provokatif eylemlere rağmen akamete uğramadan devam edecektir."
İŞTE KAÇIRILAN İŞÇİLERİN İSİMLERİ
Doğubayazıt'a bağlı Çiftlik köyünde kaçırıldığı bildirilen elektrik arıza ekibinden 6 kişinin kimlikleri belirlendi. Çiftlik köyünde kaçırılan kişilerin elektrik arıza ekibinde görev yapan işçiler Taner Dalkıç, Çetin Dalkıç, Çetin Kara, Cuma Ali Şeker, Metin Akbaş ve Metin Akkuş olduğu öğrenildi.
İlçeye bağlı Çiftlik köyünde meydana gelen elektrik arızasını gidermek için gelen elektrik arıza ekibinden 6 kişi terör örgütü mensubu olduğu iddia edilen silahlı kişiler tarafından kaçırılmış, şirkete ait 3 araç da yakılmıştı.
Kamu katılım bankası kurma çalışmalarında sona gelindi. Mevcut oyuncular, Ziraat ve Halkbank'ın kuracağı faizsiz bankalar için ekonomi yönetimine 2 yeni bankanın haksız rekabet oluşturmaması talebinde bulundu.
Kamunun faizsiz banka stratejisi netleşirken, sektörde müstakil tartışması başladı. Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) ekonomi yönetimine piyasaya girmesi beklenen Ziraat ve Halkbank'ın kuracağı katılım bankalarının mevcut oyuncular için haksız rekabet oluşturmaması talebinde bulundu. Edinilen bilgilere göre Hazine Müsteşarlığı'nın yürüttüğü sürece ilişkin katılım bankalarına görüş soruldu.Ziraat'e sıfır km katılım
Faizsiz finans kuruluşları, "Sektöre katkı sağlaması çok önemli. Kamu katılım bankası kamudaki mevduat bankalarının iştiraki değil müstakil bir yapılanma olarak teşekkül edilmesi doğru olacaktır" tespitini yaptı. Konunun TKBB'nin Genel Kurulu'nda da gündeme getirilmesi bekleniyor. Hazine'nin yürüttüğü Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun da (BDDK) yakından takip ettiği sürece göre öncelikli olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesindeki Türk Ticaret Bankası faizsiz banka haline getirilecek. Hükümetin, Meclis tatile girmeden çıkarmayı planladığı torba yasanın içine uzun süredir kamuoyunda tartışılan iki önemli düzenlemeyi dahil etmeye hazırlandığı belirtiliyor. Bunlar, kamu bankalarına faizsiz bankacılık yapma izni verilmesi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün Vakıfbank'taki hisselerini Hazine'ye devretmesi.Kuruluş izni olan ancak faaliyet izni olmayan Türkbank'ın da torba kanuna eklenecek bir madde ile satışa hazır hale getirilmesi planlanıyor. Türkbank için Halk Bankası adres olarak gösterilirken, Ziraat Bankası için henüz durum netlik kazanmadı. Daha önce Adabank'ı alacağına yönelik haberler kamuoyuna yansıyan Ziraat'in yola yeni bir faizsiz banka ile devam etmesi daha yüksek ihtimal olarak görülüyor. Yeniden satışa çıkacak olan Adabank'a ilişkin fazlaca talebin olmadığı belirtiliyor. Sebebi ise Adabank'ın geçmişteki imajı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın da iki kamu bankasının katılım bankacılığı yapmasına ilişkin gelişmeler hakkında sık sık bilgi aldığı ifade ediliyor. Çalışmalar tamamlandıktan sonra Bankacılık Üst Kurulu'na lisans müracaatı yapılacak.Kaynak: Star