haber

en son haber

9 Ekim 2014 Perşembe

İstanbul Üniversitesi'nde İŞİD Gerginliği 28 Öğrenci Gözaltında

IŞİD protestosuyla başlayan gerginlik iki grubun kısa süreli kavgasına dönüştü. 28 öğrenci gözaltına alındı. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde, IŞİD karşıtı eylem yapan bir grup öğrenci ile karşıt görüşlü öğrenciler arasında taşlı sopalı kavga çıktı. Üniversite yönetimi durumu polis ekiplerine bildirdi. Üniversteye çok sayıda polis ekibi sevk edildi.
28 ÖĞRENCİ GÖZALTINA ALINDI Çevvik kuvvet ekipleri ünivesiteye girerek kavgayı ayırdı. Polis, kavgaya karışan iki gruptan toplam 28 öğrenciyi gözaltına aldı. Gözaltına alınan öğrenciler, üniversitenin yanında bulunan Beyazıt Polis Merkezi Amirliğine götürüldü.
Gözaltanı alınan öğrenciler, "Üniversiteler IŞİD'e mezar olacak", "Yaşasın Kobani", şeklinde slogan attı. Polis ekiplerinin okul önündeki bekleyişi devam ediyor.

23 kişi nasıl öldü

23 kişi nasıl öldü? IŞİD’i protesto eylemleri sırasında yaşanan olaylarda şimdiye kadar 23 kişi linç, karşıt grup tarafından doğrudan hedef alınarak, gruplar arasındaki çatışmalarda ve güvenlik güçlerinin müdahalesi sırasında öldü. Şüpheli ölümler de var.
Suriye'nin Türkiye sınırındaki Kürt kenti Kobani'ye yönelik IŞİD saldırılarına yönelik 7 Ekim 2014 Salı akşamı başlayan ve şiddetlenen protesto eylemlerinde bugüne kadar Diyarbakır’da 10, Mardin’da 5, Siirt’te 3, Van, Muş, Batman, İstanbul ve Adana’da birer kişi öldürüldü. Bu kişilerin nasıl öldüğüyle ilgili soruşturmalar devam ediyor. Görgü tanıkları ve resmi açıklamalardan derledikleri bilgilere göre şimdiye kadar yaşamını yitirenler daha çok karşıt gruplar tarafından öldürüldü. Diyarbakır'daki olaylarla ilgili olarak 8 Ekim 2014 Çarşamba günü açıklama yapan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, otopsilerin devam ettiğini ancak Diyarbakır'da hayatını kaybedenlerin önemli bir kısmının ateşli silah sonucu öldüğünü söyledi. Diyarbakır’da ölen 10 kişiden iki kişinin kimliği tespit edilemedi ancak ölenlerin dördü Hüda-Par’a yakın Köy-Der’e düzenlenen saldırı sırasında hayatını kaybetti. Köy-Der’e yapılan saldırıdan sonra da, bölge genelinde şiddet eylemleri yayıldı. Köy-Der’e saldırıda linç Diyarbakır’da öldürülen dört kişi; Turan Yavaş, Hüseyin Ahmet Dakak, Hasan Gökgöz ve Riyat Güneş Hüda-Par’a yakın İslami STK’larda çalışan isimler. Hüda-Par il Başkanı Şehmus Tanrıkulu’nun verdiği bilgiye göre, bu kişiler Bağlar’da bulunan Köy-Der adlı dernekte kurban eti dağıtmak üzere hazırlık yaparken saldırıya uğradılar. Bu STK gönüllüleri dernek binasındayken, başka bir grup dernek önünde toplanarak gösteri yapmaya başladı. Tanrıkulu’nun anlatımlarına göre, dernek binasındakiler kendilerini taş ve sopalarla korumaya çalışırken, karşı binalardan da ateş edildi. Bu sırada 40 yaşındaki Turan Yavaş olay yerinde öldü. Hüseyin Ahmet Dakak, Hasan Gökgöz ve Riyat Güneş ise dernekten kaçarak yan caddede bir eve sığındı. Grup evin çevresini sararak üç kişiyi içeride linç ederek öldürdü. Bir kişi üçüncü kattan aşağı atılırken, birisinin cesedi kısmen yakıldı, birinin ise boğazı kesildi. Diyarbakır’da çatışmalarda da ölen oldu Diyarbakır’daki olaylarda ölenlerden biri de 19 yaşındaki Süleyman Kale. Görgü tanıklarının ifadelerine göre Kale, Bağlar ilçesindeki Lezgin Avcı Caddesi'ndeki gösteriler sırasında silahla vuruldu. Ağır yaralanan Kale kurtarılamadı. Kale yaralandığı sırada, göstericiler ve Hüda-Par’a yakın gruplar arasında çatışma vardı.Gösterici gruplar, Kale’nin karşı gruptan açılan ateşle yaralandığını öne sürüyor. Kale Silvan ilçesinde toprağa verildi. Diyabakır Sur ilçesinde yoldan geçerken mi? Olaylarda ölen 55 yaşındaki Mahmut Enes ise, Hüda-Par’a yakın kaynaklara göre, Sur ilçesinde tesettürlü eşiyle birlikte yürürken Hüda-Par’lı sanılarak saldırıya uğradı. PKK’ya yakın kaynaklarsa Enes’in Hizbullah tarafından öldürüldüğünü iddia ediyor. Nasıl öldüğü anlaşılamayanlar da var Yusuf Tokur, Mahsun Çoban da Diyarbakır’daki olaylarda ölenler arasında. Ancak polis de, görgü tanıkları da ölümlerin nasıl meydana geldiğini bilmiyor. Görgü tanıkları Bağlar ilçesinde bir kişinin silahla vurularak öldürüldüğünü ve başında silahlı grupların beklediğini söyledi. Ancak bu kişinin Tokur mu, Çoban mı olduğu henüz netlik kazanmadı. Diyarbakır’da ölen iki kişinin kimliğiyse henüz tespit edilemedi. Van’da Hamdi Caner, bina yakılmasına tepki gösterdiği sırada öldü Van Valisi Aydın Nezih Doğan, Van’da ölen Hamdi Caner’in bir binanın yakılmak istenmesine tepki gösterdiği sırada öldüğünü söyledi ancak detay vermedi: "Bu elimizdeki net bilgiler vefat eden vatandaşın gösterici ateşiyle ya da güvenlik güçleri ateşiyle değil de başka türlü vefat ettiği şeklinde. Ölen vatandaş yakılmak istenen bir binanın yakılmasına tepki gösteren bir vatandaş. Yaşanan kargaşada vefatı söz konusu ama vefatı göstericilerin veya güvenlik güçlerinin doğrudan müdahalesiyle olmamıştır.” Al Jazeera Van muhabiri Fatih Sevinç’e göre Caner, inşaatı süren Bedüzzaman külliyesinin yakılmasına tepki gösterdi, göstericilerle tartıştı, ardından polis müdahalesi de oldu ve o arbede esnasında göğsünden vurularak öldü. Mardin'de hem linç, hem çatışma Al Jazeera Diyarbakır muhabiri Mahmut Bozaslan’a göre, Mardin Dargeçit’te ise gösteriler sırasında grup ve polis çatışmaya başladı. Bu sırada silahlar patladı. Başlarından vurulan yaşındaki Sinan Toprak ile Bilal Gezer, Midyat Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı ve hastanede hayatlarını kaybetti. HDP’ye yakın yayın organlarında ölen göstericilerin zafer işareti yaparken fotoğrafları yayınlandı. Aynı kaynaklar, silahı ateşleyenlerin Hüda-Par’lı olduğunu iddia etti. Kızıltepe'de ise yol kesen grupların barikatlarını geçmek isterken iki çocuğa çarpıp yaraladıktan sonra kaçan 22 yaşındaki Kerem Karaaslan, kimliği açıklanmayan kişiler tarafından takip edildi. Karaaslan, Derik ilçesi girişinde tabanca ile vurularak öldürüldü. Karaaslan'ı öldüren kişinin daha sonra polise giderek teslim olduğu belirtildi. Ancak saldırganların kimlikleri açıklanmadı. Mardin’de iki yabancı öldürüldü Al Jazeera muhabiri Mahmut Bozarslan’ın bildirdiğine göre, ölen 23 kişiden ikisi Suriye uyruklu Abdullah Muhammed Latif ve Suudi Arabistan vatandaşı Fehad İbrahim Elduveric. İki arkadaş 8 Ekim 2014 günü öğleden sonra bir grup tarafından kaçırıldı. Kürtçe ve Arapça konuşan ve aynı zamanda sakallı olan iki yabancı, yakınlarını arayarak kaçırıldıklarını söyledi. Akşam saatlerinde ise Latif ve Elduveric’in kurşunlanmış cesetleri bulundu. Araçları da yakıldı. Latif Kızıltepe’de manavlık yapıyordu, Elduveric’in de mühendis olduğu belirlendi. Varto’da güvenlik güçleri ateşi mi? Muş Varto’da göstericilerin üzerine güvenlik güçlerinin ateş açtığı iddia ediliyor. Gösteriler sırasında ölen Hakan Bursur’un cenazesi Çarşamba günü HDP ve BDP ilçe örgütlerinin katıldığı bir törenle kaldırıldı. Kurtalan’da çatışmada iki kişi DHA’nın haberine göre, Siirt Kurtalan’da iki gösterici 17 yaşındaki Yusuf Çelik ve 35 yaşındaki Mehdi Erdoğan, iş yerlerine saldırdıkları kişiler tarafından öldürüldü. Göstericiler önce IŞİD’i protesto eylemi düzenledi ardından da AK Partili Kurtalan Belediyesi binası ve çevresine molotoflu saldırıda bulundu. Molotofların isabet ettiği bir zabıta aracı ile cenaze taşıma aracı yandı. Bu sırada belediye bahçesinde bulunan bir grup, iddiaya göre göstericileri korkutmak için havaya ateş açtı. Belediye önünden dağılan göstericiler, bazı işyeri ve evlere saldırdı. Tahrip edilen iş yerlerinin önünde tabancalarla göstericilere rastgele ateş açıldı. Açılan ateşte göstericilerden Yusuf Çelik ile Muhdi Erdoğan hayatını kaybetti. Siirt il merkezinde de IŞİD’i protesto gösterilerine katılan 17 yaşındaki Davut Nas ateşli silahla vuruldu, götürüldüğü hastanede öldü. Batman’da silahla ölüm Batman’da, ailesini ziyaret için İstanbul’dan gelen Emrah Demir adlı 23 yaşındaki kişinin vurulma anının da görüntülendiği iddia edildi ancak görüntüler netlik taşımıyor. İddialara göre Demir, göstericilerin üzerine ateş açılması sonucu öldü ancak ateşi kimin açtığı henüz belli değil. İstanbul’da pompalı tüfekle gelen ölüm 8 Ekim 2014 Çarşamba akşamı İstanbul Esenyurt’ta aralarında Mert Değirmenci’nin de olduğu bir grup akşam saatlerinde, IŞİD'i protesto etmek amacıyla slogan eşliğinde yürüyüşe geçti. Göstericilere, kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından pompalı tüfekle ateş açıldı. Olayda bazı göstericiler yaralandı. Anadolu Ajansı'nın haberine göre, yaralananların çoğu kaldırıldıkları hastanede ayakta tedavi edilirken, başına isabet eden saçmalarla ağır yaralanan Mert Değirmenci'nin beyin ölümünü gerçekleşti. Adana’da ev basma Adana’da AA’nın haberine göre, Çamlıbel Mahallesi'nde IŞİD’ı protesto eylemleri yapan yüzü maskeli kişiler 69 yaşındaki Ahmet Albay ile ‘IŞİD destekçisi’ olduğu bahanesiyle tartışmaya girip Albay’a silah ve bıçakla saldırıdı. Albay yaşamını yitirdi.

TÜSİAD, Kobani Protestoları İçin Sağduyu Çağrısında Bulundu

TÜSİAD, Kobani protestoları nedeniyle yaşanan olaylarla ilgili yaptığı açıklamada sağduyu çağrısında bulundu. TÜSİAD, Kobani'deki gelişmelerle ilgili açıklama yayımladı. Açıklamada dayanışma hissinin anlaşıldığını ancak can kayıplarına uzanan eylemleri üzüntü ile karşıladıkları ifade edildi. "ATATÜRK BÜSTLERİ VE BAYRAĞA SALDIRIYI KINIYORUZ" TÜSİAD'ın açıklaması şu şekilde: "Kobani'nin IŞİD terör örgütünün eline geçmesi olasılığı karşısındaki dayanışma hissini ve IŞİD'in sergilediği vahşet karşısında insanlarımızda uyanan tepkiyi anlıyoruz. Bununla birlikte, bu durumun ülke içinde şiddet yoluyla dışa vurulmasını ve ülkemizin eski karanlık günleri anımsatan manzaralara sahne olacak şekilde can kayıpları yaşanmasını, milli değerimiz olan Atatürk büst ve heykelleri ile bayrağımıza yapılan çirkin saldırıları, eğitim kurumlarına kadar uzanan yakıp yıkma eylemlerini üzüntü ile karşılıyor ve şiddetle kınıyoruz. ULUSLARARASI TOPLUM VURGUSU Koba ni ve komşumuz olan ülkelerde yaşanan olaylar ülkemize olan etkileri vesilesiyle Türkiye'ye çok yakından ilgilendirmekle birlikte, söz konusu gelişmeler uluslararası toplum ile birlikte çözüm geliştirilmesi gereken nitelikte olaylardır. Bu nedenle, çözüm sürecine başından beri inanan, destekleyen ve sürecin ekonomik ayağına sahip çıkmaya çalışan bir iş dünyası kurumu olarak, Kobani'de yaşanan gelişmeler ile çözüm süreci arasında doğrudan bağlantı kurulmasını sorumlu bir davranış olarak görmüyoruz. "IŞİD'E KAYITSIZ KALINAMAZ" Hiç şüphesiz ki, Kobani de yaşanan insanlık dramına ve sınırımızdaki IŞİD varlığına kayıtsız kalınamaz; bu olağanüstü belirsizlik içeren dönemin uluslararası işbirliği anlayışı içinde yönetilmesi ve 76 milyon vatandaşımızı iç ve dış terör ve şiddetten koruyacak tedbirlerin demokratik ilke ve teamüller çerçevesinde alınması esastır. "SAĞDUYU ÇAĞRISI" İş dünyası olarak, tüm toplum kesimlerini ve tüm kurumları sağduyulu olmaya, her türlü şiddet eylem ve söylemine karşı durmaya, çözüm sürecinin akamete uğramadan ilerlemesi konusunda sorumlu davranmaya ve provokasyonlara karşı dikkatli olmaya davet ediyoruz."

kolbani iside 3. bardaği dikti

Kobani merkezinin yüksek bir noktasını ele geçiren IŞİD askerleri 2 katlı binaya üçüncü bayraklarını dikti. ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri IŞİD'in Kobani'nin güney ve batısındaki hedeflerini vururken, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi IŞİD'in kasabanın üçte birinden fazlasını kontrol ettiğini öne sürdü. IŞİD YİNE BAYRAK DİKTİ IŞİD ile bazı Kürt gruplar arasındaki çatışmalar Kobani kent merkezinde yoğunlaştı. Kent merkezinin yüksek bir noktasını ele geçiren IŞİD askerleri 2 katlı binaya üçüncü bayraklarını dikti. Bayrak gözle görülebiliyor. ÇATIŞMALAR SÜRÜYOR ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin son günlerde gerçekleştirdiği etkili hava saldırılarının bölgedeki dengeleri değiştirdiği belirtilirken, çatışmalar yoğunlaşarak sürüyor. YPG güçleri karşı saldırıya geçerek IŞİD militanlarını püskürtmeye çalışırken, ABD liderliğindeki koalisyon güçleri de Kobani'deki IŞİD mevzilerini bombalamaya devam ediyor. Bununla birlikte Kobani'de süren çatışmalar, Türkiye sınırından net bir şekilde duyuluyor. KOALİSYON BOMBALADI ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), ABD ordusu ve koalisyon güçlerinin, Suriye ve Irak'ta, terör örgütü IŞİD hedeflerine yönelik 12 yeni hava saldırısı daha düzenlediğini bildirdi. 400'DEN FAZLA KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ 3 haftayı aşan çatışmalarda Kobani'de 400'den fazla kişinin yaşamını yitirmiş durumda. Kobani ve çevre köyleri terkeden 170 binden fazla kişiyse Türkiye'ye sığındı.

Erdoğan'dan Kobani Eylemleriyle İlgili Açıklama

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kobani'de eylemleriyle ilgili "Asıl niyetin ve hedefin çok farklı olduğu ortada" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kobani'ye destek amacıyla düzenlenen eylemlerde çıkan olaylarla ilgili "Kobani'ye yönelik terör saldırılarının arkasına sığınarak, Türkiye'de şiddet eylemlerinin sahnelenmesi, asıl niyetin ve hedefin çok farklı olduğunu ortaya koymaktadır" açıklamasını yaptı. Cumhurbaşkanlığı'nın internet sitesinden yapılan açıklama şöyle: "Suriye'nin Ayn El Arab, diğer adıyla Kobani kasabasına yönelik terör saldırıları bahane edilerek, Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde sahnelenen şiddet eylemleri ve yaşanan can kayıpları en büyük üzüntü kaynağımızdır. "KOBANİ MESELESİ İLE İLGİSİ YOK" Can kayıplarının yanı sıra, mülke de zarar verilmesi, kamu binalarının, özellikle okulların, esnafın, sivil ve resmi araçların, Kızılay yardım araçlarının, belediye otobüslerinin hedef alınmış olması, şehirlerimizdeki huzur ortamının hedef alınması, elbette kabul edilebilir bir durum değildir. Sahnelenen şiddet eylemlerinin, Kobani meselesi ile uzaktan yakından bir ilgisinin olmadığı son derece açıktır. "SALDIRILAR BELTARAF EDİLECEKTİR"
Kobani ye yönelik terör saldırılarının arkasına sığınarak, Türkiye'de şiddet eylemlerinin sahnelenmesi, asıl niyetin ve hedefin çok farklı olduğunu ortaya koymaktadır. İç ve dış politikamızı şekillendirmeye yönelik bu tür provokasyonlarla, yakın tarih de dahil olmak üzere defalarca karşılaşmış olan ülkemiz, dün olduğu gibi bugün de, bu tür algı operasyonlarını ve saldırıları bertaraf etmeyi başaracaktır. Terör yüzünden birçok bedeller ödemiş bir ülke olan Türkiye, yeryüzündeki tüm terör örgütlerinin karşısındadır. "SERGİLENEN ŞİDDET VE VANDALİZM İLE..." Türkiye, insani yardımlar konusunda da dünyanın en duyarlı ülkelerinden biridir. Nitekim ülkemiz, Kobani de ki terör ortamından kaçan yaklaşık 200 bin kardeşimize sınırlarını açmakta, mağduriyete uğrayan bu insanlara koruyucu ve şefkatli elini uzatmakta tereddüt göstermemiştir. İçinden geçmekte olduğumuz böylesine hassas bir süreçte, insani, demokratik ve iyi niyetli tavrımızın istismar edilmesine elbette müsamaha gösterilemez. Sergilenen şiddet, vandalizm ve yağmacılıkla, devletimiz en etkin şekilde, demokrasi ve hukuk içinde mücadele edecektir. "DOĞU VE GÜNEYDOĞUDA Kİ HUZUR ORTAMI HEDEF ALINIYOR" Sahnelenen bu oyunun, Çözüm Sürecini ve kadim kardeşliğimizi sabote etme amacını taşıdığı, Doğu ve Güney doğu 'da ki huzur ortamını hedef aldığı da açıktır. Bu nedenledir ki, karanlık odakların provokasyonları karşısında, vatandaşlarımızın oyuna gelmeyeceklerine; her bir vatandaşımızın, sabır ve sağduyu içinde davranacağına inancım tamdır. Bu eylemler karşısında siyasi partilerimizin de son derece dikkatli ve sorumlu davranmaları büyük önem taşıyor. Şiddeti, kargaşayı ve vandalizmi teşvik eden söylemler, yaşanan can kayıplarının, akan kanın birinci derecede sorumlusudur. Bütün milletimizin, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarımızın sağduyularını muhafaza edeceklerinin bilinciyle, özellikle anne ve babaların çocuklarının bu şiddet sarmalına kapılmamaları için azami özen göstereceklerine inanıyorum. Türkiye, huzurumuza, istikrara, güven ortamına, özellikle de kardeşliğimize yönelik hiç bir tuzağa asla müsaade etmeyecektir."

HDP Heyeti Açıklama Yapıyor

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın açıklamalarından satır başları: Öncelikle hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bugün buraya nasıl geldiğimizi bilemezsek, yarın nereye gideceğimizi de kestiremeyiz. 'HDP'nin çağrısıyla oldu' deyip dosyayı kapatanlar hiçbir şey anlamamış demektir. 2 yıldır insanlar çözüm sürecinin adımlarının geçiştirilmesine tepki veriyorlardı. Dolayısıyla çözüm sürecinin getirdiği ruh halini unutmamak lazım. Biz hükümetin Suriye yaklaşımını eleştirdik. Öneriler yaptık. Türkiye'nin Suriye politikasının doğru olmadığını, Suriye'deki bütün etnik grupların desteklenmesi gerektiğini belirttik. Fakat hükümet orada yaşayan hakları işine geldiği gibi ayırarak yardım etti. Dönemin Başbakanı Erdoğan 'Suriye bizim iç meselemizdir.' dedi. Dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu da aynı şeyleri söyledi. Ancak, mesele Kobani olunca 'Başkalarının meselesi neden bizim meselemiz oluyor' denildi. Eğer Suriye bizim iç meselemiz oluyorsa Kobani en iç meselemiz olmalı. İşte bu tutarsız açıklamalar kırılmalara yol açtı. ÖSO'ya 2 bin TIR gönderildi. Kobani'ye 1 yardım TIR'ı gönderebilmek için binlerce görüşme yapıldı. ÖSO'ya hangi hukukla gönderiliyorsa Kobani'ye de öyle gönderilsin istedik. Bunlar halkta kırılma yarattı. Ayrıntılar gelecek...

19 Ağustos 2014 Salı

Maliye ve SGK hacizleri durdurdu

20 milyon kişinin beklediği torba tasarının yasalaşmasının Ekim'e kalması tedirgin ederken; Maliye ve SGK da hacizleri durdurdu.

Meclis'in tatile girmesiyle yaklaşık 20 milyon kişiyi ilgilendiren vergi ve prim affı 2 ay daha gecikecek.

Bu gecikme emlak vergisinden Bağ- Kur'a kadar birçok kalemde borcu olanları tedirgin ederken; Maliye ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), yaklaşık 100 milyar liralık alacağı üzerindeki hacizleri yasa çıkıncaya durdurdu.

MEKTUPLAR İPTAL EDİLDİ

Maliye, vergi borcu olanlara gönderilen haciz mektuplarını iptal ederken, vergi dairelerini de torba yasayı beklemeleri konusunda uyardı. Vergi daireleri, geçtiğimiz aylarda trafik cezasından motorlu taşıt vergisine kadar geçmişte borcu olanları belirleyerek haciz mektubu göndermişti. Mektuplarda, ödenmeyen borçların takibi sırasında haciz yaşanmaması için ilgili vergi dairelerine başvuru yapılması çağrısı yapıldı. Bu konudaki şikayetlerin artması üzerine mektupların gönderimi de durduruldu.

TARİH DEĞİŞECEK Mİ?

Torba yasa tasarısında, 30 Nisan 2014'e kadar olan borçların yapılandırılması öngörülüyor. Bu tarihin değişip değişmeyeceği merak ediliyor. Yüzlerce mükellef, 'sonraki tarihleri de kapsayabilir' beklentisi ile vergi borçlarını ödemeyi beklemeye aldı. Gelen yoğun talepler nedeniyle bu tarihin ileri bir tarihe kaydırılması gündemde. Maliye, bu konudaki talepleri dikkate alarak teknik çalışma başlattı.

İŞ DÜNYASI DA BEKLİYOR

Meclis'e Haziran'da sunulan ve yaklaşık 40 gün komisyon görüşmeleri süren tasarının 126 maddesi tamamlandı. Ancak geri kalan 22 maddenin görüşmeleri 1 Ekim tarihine kaldı. Oda ve borsa başkanları, "Tasarının büyük bölümü zaten kabul edildi. Sayın Cumhurbaşkanı'nın yemin töreni sonrası Meclis hemen toplanmalı ve yasayı çıkarmalı" çağrısı yaptı.

5 BÖLÜM TAMAMLANDI

Toplam 6 bölümden oluşan torba yasa tasarısının ilk 5 bölümünün görüşmeleri tamamlandı. Kanunun görüşmelerine 1 Ekim'de açılacak yeni yasama döneminde devam edilecek. Torba tasarı, Soma'daki maden kazasında yaşamını yitirenlerin ailelerine yardıma ilişkin maddeler ve kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması dahil birçok konuda düzenlemeleri içeriyor. Yasa tasarısında ayrıca taşeron işçilerin özlük haklarının iyileştirilmesi, kadın çalışanların doğum borçlanmasının 3 çocuğa çıkması gibi düzenlemeler de var. (Takvim)

Netanyahu'yu çılgına çeviren Türk ajan!

MOSSAD'a bağlı birimlerin Türkiye üzerindeki kanlı planlarını Türk vatandaşı İzmirli bir Musevi kadın deşifre etti.

Yasmin S. operasyon sonrası kimliği değiştirilerek başka bir ülkeye gönderildi
İsrail istihbarat teşkilatı olan MOSSAD'da bağlı birimlerin Türkiye üzerinde yürüttüğü kirli komplolar tek tek deşifre olurken, taşeron terör örgütlerinin kanlı planları da Türk birimler tarafından başarıyla bertaraf edildi. 

5 KİŞİLİK TİM YOK EDİLDİ

Küresel baronların işaretiyle MOSSAD'ın kontrol ettiği özel bir merkez Türkiye'ye önce 5 kişilik suikast timi yolladı. İlk olarak bu timin sınır geçişi için gönderilen yerel güçlere ait 12 kişilik ekip Türk birimler tarafından yakalandı. Ekipten 3 kişi sağ ele geçirildi. Daha sonra ise 10 Ağustos öncesi suikast için gelen 5 kişilik timin tamamı yok edildi.

TEL AVİV'DE PANİK

MOSSAD'a bağlı özel birimin son olarak bir yatla turist gibi Türkiye'ye gönderdiği son tim de deşifre oldu. Tüm bu gelişmeler üzerine MOSSAD'ın Tel Aviv'deki merkezinde panik yaşandı. İsrail Gizli Servisi, Tel Aviv'de Türkiye adına çalışan bir ajan olduğunu düşünürken bu köstebekin bulunması için alarma geçildi.
İsrail gizli servisi içine girerek Türkiye adına ajanlık yapan kişinin İzmirli Musevi bir ailenin kızı olan Yasmin S. olduğu öğrenildi. 

VATANSEVER YASMİN  

Yasmin S. 1 yıl önce, MOSSAD ajanlarının arasına sızdı. Uzunca bir araştırmadan sonra MOSSAD Türkiye'deki bir çok Musevi ismi ajan olarak kullandığı gibi Yasmin'i de kullanmaya başladı.
Ancak genç kadın aslında birvatanseverdi ve Türk birimlerince özel olarak eğitilmişti. Çift taraflı ajanlığa başlayan Yasmin S. MOSSAD'ın kendisi bağlı özel birim üzerinden 10 Ağustos seçimleri öncesi yapacağı büyük eylemi, bu işi planlayanlardan birisi olan bir MOSSAD ajanından öğrendi.
Bunu Türkiye'ye bildirdi. Türk birimler ise planı hayata geçirecek ekibi yok etti. Bu olaydan yaklaşık 12 saat önce ise Türk ajanı olan Musevi asıllı Yasmin S. İsrail'den kaçırıldı ve kimliği değiştirilerek farklı bir ülkeye yerleştirildi. 

NETANYAHU: BU SKANDALI TEMİZLEMEMİZ LAZIM

Mossad'ı dize getiren casusluk operasyonun ardından İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun, MOSSAD Başkanı ve diğer istihbarat yetkilileri ile acil toplantı yaptığı öğrenildi. Netanyahu toplantıda istihbarat yetkililerine çok kızarak "Bu başımıza gelen ikinci büyük felaket, bu skandalı temizlememiz lazım" diye çıkıştı.
MOSSAD bu olayın ardından kendi bünyesinde bulunan Türk vatandaşı Musevileri tek tek yeniden gözden geçirmeye başladı.
Kaynak: Takvim

Altının gramı 85 TL‘ye düşecek

Jeopolitik gerginliğin bir nebze gerilemesiyle, altın fiyatları yeniden düşüş trendine girecek, ons fiyatının 1.280 dolara inmesi bekleniyor

Ukrayna-Rusya arasındaki jeopolitik gerginliğin azalmasıyla düşüşe geçen altının ons fiyatı yeni haftada 1.300 dolar sınırında işlem görmeye başladı. Ancak analistler jeopolitik risklerin azalması ve ABD ekonomisinde verilerin iyi gelmeye devam etmesi durumunda altının düşüş trendine girebileceğini ve 1.280 dolara inebileceğini belirtiyor.

Garanti Bankası Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Alper Kalyoncu altının gramının 90 TL'nin altına gerilemesinin beklendiğini ve 85 TL'lere doğru alım gelebileceğini söyledi.  

Diyarbakır'daki o heykel kaldırıldı

PKK'nın silahlı mücadeleye başladığı 15 Ağustos 1984 tarihinin 30. yıl dönümünde Lice'nin Yolçatı köyüne terörist Mahsum Korkmaz'ın anıtı dikilmişti.

Bunun üzerine Diyarbakır Valiliği heykelin yıkılması için suç duyurusunda bulundu.

Valiliğin suç duyurusunu değerlendiren Lice Sulh Ceza Mahkemesi, heykelin kaldırılmasına karar verdi.

Kararın güvenlik güçlerine tebliğ edilmesinin ardından heykel kaldırıldı.



İzmir'de operasyon: 30 polis gözaltında

İzmir merkezli 13 ilde "yasa dışı dinleme" iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında haklarında arama kararı çıkarılan 32 emniyet mensubundan 20'si gözaltına alındı. 


Alınan bilgiye göre, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen haftalarda "paralel yapı" tarafından dinlenildiği ortaya çıkan yaklaşık 50 kişinin şikayeti üzerine soruşturma başlattı.

Bu kapsamda 19'u İzmir'de, diğerleri İstanbul ve Yalova'nın da aralarında bulunduğu 13 ilde toplam 32 kişi hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Sabaha karşı söz konusu adreslere eş zamanlı operasyon düzenleyen ekipler, şu ana kadar 20 kişiyi gözaltına aldı.

Şüpheliler arasında İzmir'de şube müdürüyken tayin olduğu şehirde emniyet müdürlüğüne terfi eden 1 kişinin de olduğu belirtildi.

Operasyonun, bu aşamada, "Liman" ve "Askeri bilgi belge bulundurma" davasıyla ilgili olmadığı, sadece dinlenilen kişilerin şikayeti üzerine başlatıldığı öğrenildi.

15 Ağustos 2014 Cuma

Bir Polis Daha İntihar Etti

Alınan bilgiye göre Çorum ili Laçin İlçe Kaymakamının koruması Polis Memuru Emrah KAVAK sabah saatlerinde intihar etmiştir.

Ayrıntılar Gelecek...








Emrah KAVAK




14 Ağustos 2014 Perşembe

Öldürdüğü oda arkadaşını nereye gizleyeceğini sordu

Dünyanın en aptal suçlularına ait birçok hikaye mevcut ama nadiren haberlere konu olurlar. Bir teknoloji sitesinde haber olmasına neden ise kendisini Apple’ın sesli asistanı  Siri aracılığıyla ele vermiş olmasıdır.

Hikaye, Pedro Bravo’nun oda arkadaşını öldürmesi sonucunda dün ortaya çıkan bir kanıt ile ilgili. Savcılar tarafından 2012 yılında  oda arkadaşı Hıristiyan Aguilar’ı öldürmekle suçlanan Florida Üniversitesi öğrencisi Bravo, arkadaşını öldürdükten sonra iPhone akıllı telefonunda kullandığı Siri'ye öldürdüğü oda arkadaşını nereye gizleyebileceğini sormuş.  Katil zanlısının telefonunun  Siri ekranında, "Oda arkadaşımı nereye gizleyebilirim?" sorusu yer alıyordu.

Kayıtlar ayrıca Bravo’nun o gece iPhone akıllı telefonunun fenerini 48 dakika içinde 9 kez kullandığını gösteriyor. Ayrıca cinayet zanlısı o gece bulunduğunu iddia ettiği yer ile telefonun konum verileri birbirini tutmuyordu. Yani iPhone,  katil zanlısını ele veren en büyük kanıt oldu.

Milyonlarca borçluya müjde! Meclis'ten geçti

Torba tasarının 4'üncü bölümü Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi. Kamu alacakları yapılandırılacak, 120 liranın altına af gelecek.

Meclis'te torba yasa tasarısı maratonu sürüyor. Genel Kurul'da, tasarının 75 ve 101'inci maddelerini kapsayan 4'üncü bölümü kabul edildi.

Buna göre; kamu alacakları yapılandırılacak. 2014 Nisan ayı ve önceki aylara ilişkin ödenmemiş sigorta primi, emeklilik keseneği, kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi için hesaplanacak tutarın ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve zammı gibi alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilecek. Vergi asıllarının tamamı, cezaların tamamı yapılandırma kapsamında tahsil edilecek.

GEÇİŞ ÜCRETLERİNE DE AF

Yasak yerlerde tütün mamulleri tüketenlere verilen idari para cezaları hariç, tebliğ edilmemiş 120 TL'nin altındaki idari para cezaları tahsil edilmeyecek. 12 TL ve altında kalan geçiş ücretlerinin tahsilinden de vazgeçilecek. Araç muayenesini zamanında yaptırmamış olanlar, 31 Aralık'a kadar muayene yaptırırsa aylık yüzde 5 ceza yerine kanunun yayımlandığı tarihe kadar enflasyon farkını; yayımı izleyen aylarda ise aylık yüzde 1 farkı ödeyecek.

TAKSİTİNİ 2 KEZ ÖDEMEYENİN HAKKI YANACAK

Kanundan yararlanmak isteyen borçlular, taksitlendirilmiş borçlarıyla ilgili ödeme yükümlülüklerini 1 yıl içinde 2 defadan fazla yerine getirmemeleri halinde kanundan yararlanma haklarını kaybedecek. Düzenlemeden yararlanmak isteyen borçluların, dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şartı aranacak. (Takvim)

IŞİD 80 bin varille petrol zengini oldu

IŞİD, Irak'ta günlük 80 bin varillik üretim potansiyeline sahip petrol sahalarını elinde bulunduruyor.

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü, Irak'ta günlük yaklaşık 8 milyon dolar değerinde üretim yapabilecek 7 petrol sahasını elinde bulunduruyor.

AA muhabirinin Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) yayınladığı Petrol Piyasası Raporundan derlediği bilgiye göre, IŞİD, Irak'ta toplamda günlük 80 bin varil üretim potansiyeline sahip 7 petrol sahasını elinde bulunduruyor. Günlük 80 bin varillik petrolün bugünkü piyasa değeri, varil başına 103 dolardan hesaplandığında 8,24 milyon doları buluyor.

IŞİD'ın, Irak'ta Ayn Zalah, Batma, Najma, Kayara, Himrin, Acil ve Beled sahalarını elinde bulundurduğu belirtilen raporda, örgütün, sahalardan elde ettiği petrolü kendi akaryakıt ihtiyacını karşılamak ve kaçakçılık yaparak gelir oluşturmak için kullandığı ifade edildi. IEA, örgütün elinde bulundurduğu sahalardan ne kadar üretim yaptığına ve kaçakçılığın hangi ülkelere gerçekleştirildiğine yönelik bilgi sunmadı.
IŞID saldırıları sonrası Kuzey Irak'ın petrol üretiminin günlük 400 bin varillik bir düşüşle 200 bin varil seviyelerine gerilediği aktarılan raporda, Beyci rafinerisinin faaliyetlerinin durmasının Kuzey Irak'taki üretimin düşüşünde önemli rol oynadığı kaydedildi.

Raporda, Kuzey Irak'ın hali hazırdaki günlük 350 bin varillik üretiminin de IŞID nedeniyle risk altında bulunduğu vurgulandı.

Her şeye rağmen Kuzey Irak'tan Türkiye petrol akışının yeni kurulan boru hattı ile sürdüğü kaydedilen raporda, günlük 160 bin varil seviyelerinde olan akışın önümüzdeki günlerde 300 bin varile ulaşmasının beklendiğine yer verildi.

IŞİD, sadece Irak'ta değil Suriye'de de Deyru'z Zor bölgesinde önemli petrol sahalarını elinde tutuyor. Örgüt, Irak ve Suriye'de petrol ve su kaynakları ile enerji alt yapılarını ele geçirerek güçlenme stratejisi izliyor.

3 bin 500 TL destek için son 4 gün!

Milli Eğitim Bakanlığı, 2014 - 2015 eğitim öğretim yılında, özel okulda okuyacak 250 bin öğrenciye 2 bin 500 TL ile 3 bin 500 TL arasında destek verecek. Bu yardımdan yararlanacak öğrencilerin ise 8 - 18 Ağustos tarihleri arasında başvuru yapmaları gerekiyor.

Bu destekten özel okullarda okuyan öğrencilerden, devlet okullarında okuyan öğrencilere kadar hepsi faydalanabilecek. Ancak özel okuldaki öğrencilerin başvuruda bulunabilmesi için kayıtlarını önce devlet lisesine yaptırmaları gerekiyor. Devlet desteğinden faydalanmak isteyenlerin ise başvuruda bulunması için önlerinde sadece 4 gün kaldı.

Hangi okulda okuyan nereye başvuracak

1- Şu anda devlet okulunda kaydı bulunup, ara sınıflarda okuyan öğrencilerin hepsi, kendi okullarında ‘e-okul’ sistemi üzerinden devlet desteğinden faydalanarak, özel okula gitme hakkı kazanmak için başvuruda bulanabilir.

2- Devlet okullarında, 1. sınıfa, 5. sınıfa ve 9. sınıfa başlayacak öğrenciler ise, sistem gereği otomatik olarak ikametlerine en yakın okula kayıtları yapılmış oluyor. Dolayısıyla bu okullara giderek, başvuruları buradan yapabilecekler.

3-  Özel okulların 4. sınıf ya da 8. sınıflarından mezun olan çocuklar da sistem gereği ikametlerine en yakın devlet okullarına kayıtları yapılıyor. Başvurularını buradan yapabilecekler.

4- Özel okulların ara sınıflarında okuyan öğrenciler bu destekten faydalanamayacak.

İşte özel okul desteğinin şartları ve takvimi

- 8-18 Ağustos tarihleri arasında öğrenciler, e-okul ya da kayıtlarının bulunan devlet okullarından ‘destek almak’ için başvuruda bulunup evraklarını teslim edecekler.

- Devlet desteğinden faydalanan öğrencileri kabul edecek özel okulların da bu süreç içinde Milli Eğitim Bakanlığı’na başvuruda bulunması gerekiyor. Başvuran okullar sisteme dahil edilecek.

- 19-21 Ağustos tarihleri içinde, İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri, kendi ilçe sınırları içinde destekten faydalanmak için başvuruda bulunan öğrenci ve okulları değerlendirecek. Bunları tespit edip bakanlığa bildirecek.

- 28 Ağustos tarihinde MEB, destek almaya hak kazanan öğrenciler ile kendisine başvuran özel okulları ilan edecek.

- Bu süreçte destek almaya hak kazanan öğrenciler, sadece kendi ilçeleri sınırlarındaki okullarla bağlantıya geçerek bunların şartlarını öğrenecek. Bu süreç içinde okullardan bilgi toplayacak. 

- 4 Eylül tarihinde, özel okulların kontenjanı açıklanacak. Bir başka ifadeyle hangi özel okulun kaç tane ‘devlet desteği alacak öğrenciyi’ kayıt edebileceği belirlenecek.

- 5-9 Eylül tarihleri arasında öğrenciler, özel okullar arasında tercih sıralaması yapacak, 15 tercih hakkı bulunan öğrenciler, bu sıralamayı ise MEB’e gönderecek.

- 10 Eylül tarihinde hangi öğrencinin hangi özel okula, devlet desteği alarak kayıt yaptırma hakkına sahip olduğu açıklanacak. Yerleştirmelerde öğrencinin ikametinin bulunduğu okula yerleştirilmesine öncelik tanınacak.

- 10-18 Eylül tarihleri arasında kayıt yapılacak.

- 19 Eylül tarihinde, hangi okulda kaç kontenjan boş kaldığı belirlenecek, yedek listesi oluşturulacak.

- 21-30 Eylül tarihleri arasında yedek öğrenciler için kayıt yapılacak.

Velilerin gelir belgesine öğrencinin notuna bakılacak

- 2014-2015 eğitim öğretim, 50 bin okul öncesi öğrenci 2 bin 500 TL, 50 bin ilkokul öğrencisi 3 bin TL, 75 bin ortaokul öğrencisi 3 bin 500 TL, 75 bin ortaöğretim öğrencisi 3 bin 500 TL, temel lise öğrencileri ise 3 bin TL destek alacak.

- Azınlık okulunda okuyan öğrenciler kayıtlı oldukları okul müdürlüklerinde başvurularını yapacak.

- Eğitim, öğretim desteği almaya hak kazanan öğrenciler, okulları bitene kadar bu destekten faydalanabilecek. Ancak uzun süreli tedavi görenler hariç sınıf tekrarı yapan öğrenci bu desteği kaybedecek.

- Veliler, okulların ilan etmiş oldukları yıllık eğitim ücretinin devlet desteğinin dışında kalan bedelini okula ayrıca ödeyecekler. Bu nedenle veliler, kayıt yaptıracakları okulların ücretleri ve diğer şartları hakkında bilgi edinip, tercihlerini belirleyecek.

- Eğitim ve öğretim desteği almaya hak kazanan öğrencilerin velileri, kayıt sırasında varsa uluslararası federasyonlarca yapılmış olan olimpiyatlara katıldığına ilişkin belge ve derecelerin onaylı örneğini, Öğrencinin birlikte yaşadığı aile bireylerine ait 2014 yılı Haziran ayı toplam gelir durumunu gösteren belgeyi, ailede öğrenim gören diğer çocukların belgelerini, harp veya vazife malulü sayılanların belgelerini, kayıt esnasında özel okula teslim edecek.

- Okul öncesinde eğitim gören öğrencilerin, 16 Mart 2009 ile 15 Eylül 2010 tarihleri arasında doğmuş olması, ilkokul birinci sınıflarda 15 Eylül 2014 tarihi itibariyle, ortaokula ve imam hatip ortaokulu 5.sınıflarına kayıt yaptıracak öğrencilerin 15 Eylül 2014 tarihi itibariyle kayıt yaptırma şartına sahip olması gerekiyor. Ortaöğretim kurumlarının 9. ve hazırlık sınıflarına kayıt yaptıracak öğrencilerin ise ortaokulu veya imam-hatip ortaokulunu bitirmiş ve 15 Eylül 2014 tarihi itibariyle 18 yaşını bitirmemiş olması gerekiyor.

-MEB öğrencileri seçerken, öğrencinin başarı durumu, ailesinin aylık geliri, ailede öğrenim gören kardeş sayısı, anne babanın durumu, öğrencinin aldığı disiplin cezaları gibi faktörleri inceleyecek. Eğitim ve Öğretim Desteği verilebilecek okulların tespitinde ise; okulun bulunduğu ilin teşvik bölgesi, okulun öğrenci puan ortalaması, ücretsiz öğrenim gören harp veya vazife malulü kişilerin çocuklarının sayısı, derslik başına düşen öğrenci sayıları, özel okul sayısı, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, okuldaki öğretmen sayısı, bina kontenjanı gibi faktörleri inceleyecek. (Gazetevatan)

10 Ağustos 2014 Pazar

Facebook üzerinden inanılmaz dolandırıcılık

Maç sonuçlarını bildiklerini iddia eden bazı kişilerin, bahis tutkunlarını cezbedecek bir sistemle facebook’ta “tüyo” satıp büyük paralar elde ettikleri ortaya çıktı!.
  
Yıllık 6,5 milyar dolar büyüklüğündeki bahis pazarından pay almak isteyenlerin geliştirdikleri sistem duyanları şaşkına çeviriyor. Bunun için sosyal paylaşım sitelerini kullanan bu kişiler paraya  para demiyor. Akıl almaz taktiklerle  para kazanan bu kişiler, facebook’taki sayfalarında şaibeli maçları ve sonuçlarını bildiklerini iddia ediyor. Kimlikleri bilinmeyen bu kişilerin binlerce takipçisi bulunuyor. 

Nasıl çalışıyorlar?

1. yöntem: Üyelik 

Facebook’taki bahis sistemi iki yöntem ile çalışıyor. İlk yöntem, üyelik. Bunun için sitesine göre 50 ile 500 TL aylık aidat ödemeniz gerekiyor. Bunun için de önce  facebook sayfasında sonuçları bildiğini iddia eden bahisçiye mesaj atılıyor. Mesaj atılmasıyla birlikte karşı taraftan banka hesap numaraları yine mesaj yoluyla gönderiliyor. Bunun üzerine belirlenen aidat ücreti bu hesaba yatırılıyor. Daha sonra ise banka dekontunun üzerine ad soyadı yazılarak, dekontun fotoğrafını çekiliyor ve facebook’tan bu fotoğraf bahisçiye yollanıyor. Devamında bahisçiye ‘Ekleme’ talebinde bulunuluyor. Bahisçi ise dekontun fotoğrafını gördükten sonra ekleme talebini kabul ediyor. Buna ‘VIP’ üyelik deniyor ve bahisçinin yazdığı bütün kuponları görebiliyorsunuz.

2. yöntem: Kupon satışı

İkinci yöntem ise üye olmadan sadece kupon satışı ile oluyor. Bu sistemde ise bahisçi,  facebook sayfasında örneğin ‘1’e 500’ kuponum var diye yazıyor. Bu oranlar genelde 1-200 ile 1-500 arasında değişiyor. Bu kuponu satılığa çıkartıyor. Oran yükseldikçe fiyat da yükseliyor ve rakam 50 ile 500 TL arasında değişiyor. Kuponu almak isteyen kişi yine aynı yolu izliyor. Bu işlem yapıldıktan sonra da bahisçi özel kuponunu mesaj yolu ile yolluyor. Özel kupon satışında uygulanan yöntem ise iddiaya göre garanti verilmesi. Bahisçi kuponun tutacağını, tutmaması halinde ise ya yeni kupon vereceğinin ya da paranın iade edileceğinin garantisini veriyor. Başka bir kupon ile parayı telafi şansını sunuyor. 

5 site var

Facebook sayfalarını kullanarak bu şekilde bahis kuponu veren bir çok sayfa var ama en fazla ‘beğeni’ olan sayfalar 5 tane. Bu 5 sayfayı beğenen kişi sayısı ise toplam 780 bin. Ancak kapalı grup olduğu için kaç üyeleri olduğu bilinmiyor. Aylık ödenen aidat oranının 5 milyon TL olduğu tahmin ediliyor.

Rekabet var

Siteler arasında da rekabet bulunuyor. Öğrencilere ise kampanya yaparak yüzde 50 indirim yapıyorlar! İnsanları üye yapmak için de şimdiye kadar kazandıklarını iddia ettikleri kuponların ve paraların fotoğraflarını paylaşıyorlar. Sayfalarına üye olmayanlar,’beğen’ butonuna basarak kupon satışlarını takip ederken, aidat ödeyerek üye olanlara ise bu kuponlar her zaman açık oluyor.

22 Temmuz 2014 Salı

Bebeği Çöpe Onlar Atmış

Evli ve 5 yaşında bir çocuk annesi kadın, evlilik dışı doğan bebeğini babasının çöpe attığını iddia etti.

Pamukkale ilçesinde çöp poşetinde bir vatandaş  tarafından bulunan yeni doğmuş erkek bebekle ilgili 2 kişi gözaltına alındı.

    Alınan bilgiye göre, konteynerin yanındaki çöpte poşet içinde bulunan  bebekle ilgili polis ekiplerinin başlattığı çalışmada, bebeğin annesinin Y.U.  (26) olduğu tespit etti. BahçelievlerMahallesi'ndeki eve giden polis ekipleri,  Y.U'nun bebeğin babasının A.A. (28) olduğunu iddia etmesi üzerine söz konusu 2  kişiyi gözaltına aldı.

    Evli ve 5 yaşında bir çocuk annesi olduğu öğrenilen Y.U'nun  ifadesinde, "Eşim cezaevinde, A.A ile yaşadığım ilişkiden istemediğimiz bir çocuk  oldu. Bebeği çöpe A.A attı" dediği öğrenildi.

    Saraylar Mahallesi'nde konteynere çöp atmaya giden bir vatandaş, çöp  poşetinde yeni doğmuş bir erkek bebek bulunca polis ekiplerine haber vermişti.  Daha sonra yeni doğmuş bebek, Denizli Devlet Hastanesi gülşen Ayaz Kadın ve Çocuk  Doğum Servisine götürülerek tedavi altına alınmıştı.

Muğla'da İğrenç Olay

Muğla'nın Yatağan İlçesi’nde, 19 yaşındaki O.A., amcasının oğlu U.A. (5) ile kızı A.A.’ya (7) cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla sevk edildiği adliyede tutuklandı.

Madenler Mahallesi’nde yaşayan Fatma A. (55), bitişikteki evde oturan eltisi Feriştah A. ile kayınpederlerinden miras olarak kalan evler yüzünden, Cumartesi günü tartıştı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine iki kadın karakolluk oldu. Jandarmadaki ifadesinde Feriştah A., eltisi Fatma A.’nın Bodrum’daki bir otelde çalışan oğlu U.A.’nın çocukları O.A. ve A.A.’ya cinsel tacizde bulunduğunu ileri sürdü. Feriştah A., çocuklarına 5 aydan bu yana porno film seyretirerek cinsel tacizde bulunduğunu öne sürdüğü U.A.’dan mahalleye rezil olmamak için bugüne kadar şikayetçi olmadıklarını da ifadesinde belirtti. Feriştan A.’nın bu ifadesi üzerine harekete geçen jandarma, U.A.’yı dün çalıştığı Bodrum’daki otelde yakalayıp, gözaltına aldı. Konuşma güçlüğü çektiği öğrenilen U.A.’nın evindeki porno film seyredildiği ileri sürülen bilgisayarın harddiski ile CD’lere de incelenmek üzere el konuldu. U.A., jandarmadaki işlemlerinin ardından bugün sevk edildiği adliyede tutuklandı.

Koca Değil Resmen Canavar

Adana’da çiftçi Yunus Ünal (30), 4 yıl önce evlendiği Fatma Ünal’a (24) şiddet uygulamaya başladı. Dayakla yetinmeyen psikopat koca, 2 çocuğunun annesinin yüzüne inek pisliği sürüp, yedirdi. Komşuların duymaması için yüksek sesle müzik açan Ünal, olayın ortaya çıkmaması için eşinin yaraları iyileşinceye kadar evden dışarı çıkarmadı.

ÇOCUKLARINI ALIP GİTMİŞTİ

12 gün önce çocuklarıyla kaçıp boşanma davası açan ve baba evine sığınan kadın, evi basan eşinin kurşunlarına hedef oldu. Baskının ardından Ünal teslim olurken, vücuduna 8 kurşun isabet eden eşi olay yerinde öldü.

Boşanmak için dilekçe veren Fatma Ünal, dava sürerken eşinin silahlı saldırısı sonucu hayatını kaybetti.

Diyarbakır Da Dehşet Gecesi

Diyarbakır'ın Lice İlçesi'nde yoldan çıkan akaryakıt yüklü tankerin devrilerek infilak etmesi sonucu çevredeki araçlarda bulunan 70 kişi yaralandı. Yaralılardan 20'sinin durumunun ağır olduğu öğrenildi.

Diyarbakır'ın Lice İlçesi'nde kontrolden çıkıp devrilen LPG yüklü tankerin infilak etmesiyle alevlerin sıçradığı iki yolcu otobüsü ve hafif ticari araçta bulunan yaklaşık 70 kişi yaralandı. Tamamına yakını vucudunda çeşitli derecede yanıklar oluşan yaralılardan 20'sinin durumunun ağır olduğu belirtildi.

YARALILAR, ASKERİ HELİKOPTERLERLE ÇEVRE İLLERE NAKLEDİLDİ

Kazadan sonra alev topu içerisinde kalan araçlardaki yangın, yaklaşık 2 saat süren çalışmayla kontrol altına alındı. Olayda yaralananlar, askeri helikopterler ve ambulanslarla Diyarbakır başta olmak üzere çevre hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralıların büyük bölümünün götürüldüğü Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde acil durum ilan edildi. Gelen yaralılara tedavi etmek için yoğum bakım ünitelerinde ek yataklar açılırken, bazı yaralılar ise ilk müdahalelerinin ardından yanık ünitelerinin bulunduğu Malatya, Batman ve Elazığ'daki hastanelere nakledildi.

AMBULANS UÇAK VE HELİKOPTER TALEBİNDE BULUNULDU

Kazanın ardından Diyarbakır Valiliği'nde 'kriz masası' oluşturdu. Sağlık Bakanlığı'ndan yaralıların nakli için ambulans uçak ve helikopter talebinde bulunuldu. Bakanlık Ankara'dan iki ambulans uçak gönderdi. Diyarbakır'da yaralıları tedavi etmek için Bingöl, Elazığ ve Elazığ'dan doktorlar takviye olarak Diyarbakır'a sevk edildi. Yetkililer, kazada yaralı sayısının yaklaşık 70 olduğunu ve bunlardan 20'sinin durumunun ağır olduğunu kaydetti.

SÜRÜCÜ PATLAMADAN SANİYELER ÖNCE ARAÇTAN ÇIKARILDI

Devrilen ve daha sonra infilak eden LPG yüklü tankerin sürücüsünün aracın infilak etmesinden hemen önce yoldan geçenler tarafından araç içinden çıkarılarak kurtarıldığı belirtildi. Sürücünün durumunun iyi olduğu ve hastanede tedavi altına alındığı ifade edildi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ile yardımcısı Fırat Anlı da Dicle Üniversitesi Hastanesi'ne gelerek yaralıların durumları hakkında doktorlardan bilgi aldı.

BAŞSAVCILIK'TAN AÇIKLAMA

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı,Ramazan Solmaz, Lice‘de akaryakıt tankerinin patlaması sonucu 1 kişinin öldüğünü 66 kişinin yaralandığını açıkladı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. Başsavcı Ramazan Solmaz’ ın talimatıyla görevlendirilen savcılar uzman bilirkişiyle birlikte olay yerinde keşif yapacak. Yaralı olan tanker sürücü ise Bingöl’ de ifadesi alındıktan sonra kusur tespiti yapıldıktan sonra adli işlemlere başlanacak..

Bacağından Vurup Penisini Kesti

Karabük'ün Safranbolu İlçesi'ne bağlı Yazıköy Köyü Çay Mahallesi'nde 30 yaşındaki H.A., aynı yaştaki M.Ç.'yi av tüfeği ile ateş edip cinsel organını keserek öldürdü.

Olay, dün akşam saatlerinde meydana geldi. Çorum'da oturan M.Ç., köyde S.B.'ye ait mandırada işçi olarak çalışan H.A.'nın yanına geldi. Aralarında kız meselesi yüzünden husumet bulunan M.Ç. ve H.A., mandıranın yanındaki arazide tartışmaya başladı. tartışma kısa sürede kavgaya dönüşürken, H.A. av tüfeği ile M.Ç.'nin bacağına ateş etti. H.A., daha sonra da yanındaki bıçakla M.Ç.'nin cinsel organını kesti. M.Ç., olay yerinde yaşamını yitirdi. H.A., gelenJandarma ekibi tarafından gözaltına alındı. M.Ç.'nin cesedi yapılan incelemenin ardından AnkaraAdli Tıp Kurumu'na gönderildi. H.A., jandarmadaki sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi. H.A., bu sırada gazetecilerin, "Neden öldürdün?" sorusuna, "Keyfimin kahyası mısın" yanıtını verdi.

O Üniversitede İki istifa Daha

Konya'da Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet G.’nin, ilgi duydukları kadın sekreter Asuman S. yüzünden Doç. Dr. Celalettin Özdemir’i boğazını keserek öldürmesinin ardından fakültede sular durulmuyor.

Fakültenin Dekan Yardımcıları Doç.Dr. Süleyman Savaş Durduran ve Doç.Dr. Orhan Engin görevlerinden istifa etti. Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı 54 yaşındaki Prof.Dr. Handan K.’nin eşi, Kimya Mühendisliği Bölüm Başkanı 2 çocuk babası 55 yaşındaki Prof.Dr. Ahmet G., Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi 3 çocuk babası 42 yaşındaki Doç.Dr. Celalettin Özdemir’i, ilgi duydukları, fakültede sekreter olarak çalışan 1 çocuk annesi 35 yaşındaki Asuman S. yüzünden geçen 2 Haziran’da, odasında boğazından keserek öldürdü.

Doç.Dr. Özdemir’in cesedi olaydan 2 gün sonra, kendisinden haber alamayan ailesinin fakülte yönetimine bildirmesi ve kilitli olan odasından koku gelmesi üzerine bulundu. Olayın ardından Prof.Dr. Ahmet G. tutuklandı, ’Cinayeti iştirak’ suçundan gözaltına alınan Asuman S. ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Taşeron firmanın personeli olarak çalışan Asuman S.’nin işine son verildi. 

DEKAN EŞİNDEN BOŞANDI

Olayın ardından Asuman S. eşi Fatih S.’den, Dekan Prof. Dr. Handan K. de eşi Prof. Dr. Ahmet G.’den boşandı.

Dekan Prof. Dr. Handan K. rektörlüğün de talebi üzerine kendi isteğiyle dekanlık görevinden istifa ettti, ancak istifası YÖK tarafından kabul edilmedi.

DEKAN YARDIMCILARI İSTİFALARINI SUNDU

Mühendislik Fakültesi’nin dekan yardımcıları Doç.Dr. Süleyman Savaş Durduran ve Doç. Dr. Orhan Engin, geçen 15 Temmuz günü istifa dilekçelerini dekanlığa sundu. Dekan Prof. Dr. Handan K. ile 2012 yılında atanan iki dekan yardımcısı, Dekanın ’cinayet günü olaydan haberdar olduğu ancak olayı polis ve yetkililere bildirmediği’ yönünde çıkan haberlerin ardından rahatsızlık duyup, kendi istekleriyle görevlerinden istifa ettikleri belirtildi. Dekan Prof. Dr. Handan K.’nin raporlu olduğu ve Ramazan Bayramı’ndan sonra göreve başlayacağı ve istifa dilekçelerini değerlendireceği belirtildi.

Türkiyeden Gazze'ye Canlı Kalkan Sürprizi

Elazığ'da İnsan Yardım Vakfı (İHH), İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de canlı kalkan olmak isteyenler için stant kurdu. İlk gecede 38'i kadın 73 kişi canlı kalkan olmak için kayıt yaptırdı.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları sürerken, İHH Elazığ'da bu akşam stant kurarak, Gazze'de gönüllü canlı kalkan olmak isteyenleri kayıt altına almaya başladı. Kurulan stanta gelenler canlı kalkan olmak istediklerini belirterek, isim, adres ve telefonların bırakıp hazırlanan formları imzadı.

İHH Elazığ Şube Başkanı Metin Kılıç, "İsrail'de bombalar altında katledilen kardeşlerimize yapılan katliamları engellemek amacıyla 'Bombalayacaksanız bizi de bombalayın, biz de bombalanmaya hazırız' demenin bir başka versiyonu. Bu niyetle imza kampanyası başlattık. Canlı kalkan olmak isteyen kardeşlerimiz buraya isimlerini kaydediyorlar. Tabi şu anda isimlerini kaydeden kişilerin gidip Gazze'de canlı kalkan olma durumları söz konusu değil ama bunu gerçekleştirmek amacıyla İHH Genel Merkezi bütün illerde böyle bu tip kampanyalar başlattı ve bunu deneyecek. 

Mısır üzerinden bu denenecek, elimizden gelen yapılmaya çalışılacak. Eğer becerilebilirse sadece Türkiye'den değil dünyanın çeşitli yerlerinden birçok aktivistin katıldığı bütün dünyada bu kampanya yürütülüyor. Şartlar zorlanır, Mısır'ın sınırları zorlanır gidilir ve Gazze'ye canlı kalkan olunursa en azından bu katliamın önüne geçebiliriz düşüncesi oluşturulan bir çalışma, bir çaba. Çabalıyoruz umarım hayırlı neticeler verir ve katliamın önünde bir engel olur. Ses getirir diye düşünüyoruz" dedi.

Elazığ'da ilk gece Gazze'de canlı kalkan olmak için 38'i kadın 73 kişi kayıt yaptırdı. Kızı Fatma ile canlı kalkan olmak için kayıt yaptıran Şengül Karaduman, "Biz de katılacağız. Çok üzüntülüyüz. Kelimelerle ifade edemiyorum elim ayağım şu anda titriyor. Dua ve sabır gerekiyor ama sabrımız taşıyor. Kadınlığımla bile kanımın son damlasına kadar seve seve savaşa giderim. İnternetten görüyoruz kundaktaki çocukları kesiyorlar. Günah değil mi Müslüman kardeşlerimize böyle yapıyorlar? Küçük kız çocuklarından ne istiyorlar?" dedi.

Mizgin Çeçen isimli yaşlı kadın Müslümanların bir birlerine destek çıkmaları gerektiğini ve kendisinin de canlı kalkan olarak İsrail tanklarının önünde durmak istediğini belirterek, "Ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Tabi ki giderim. Şu anda bu saniyede orada olmak için can atarım. O tankların önünde kendimi siper etmeye her an için hazırım. Her dakika oreya gitmek için can atarım. Bizim kanımız onlardan tatlı değildir. Onlar canımız ciğerimiz orada ezilirken yok olurken, tankların dibinde küçük çocuklar paramparça olurken bizim burada yaşamamız ne anlam taşır. Hiçbir anlamı yoktur yaşamanın. Eğer bebekler ölüyorsa, eğer bütün çocuklar mahvolup gidiyorsa biz burada yaşamışız neye yarıyor? Eğer İslam'a arka çıkmıyorsak, eğer İslam, İslam'a destek çıkmıyorsa o İslam'ın yaşamasını ben hiç istemem" dedi.

Öte yandan Elazığ'da sivil toplum örgütü üyesi yaklaşık 500 kişi İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto edip, ölen Filistinliler için dualar okudu.

Hababam Sınıfı'nda 'Şişme Kadın Krizi'

Üçüncü versiyon Hababam Sınıfı'nın ilk filminin senaryosunda yer alan şişme kadın sahnesi Rıfat Ilgaz'ın oğlu Aydın Ilgaz'ı isyan ettirdi.

Ilgaz, filmin yapımcısı Murat Akdilek ile senaristi Gani Müjde'den o sahnenin çıkarılmasını istedi.

Milliyet'in haberine göre, ilk kez bir 'Hababam Sınıfı'nın senaryosuna müdahale edebildiğini belirten Ilgaz, şöyle konuştu: "Hababam Sınıfı Üç Buçuk diye film yapanlar kalkıp da 'Biz sanat yaptık' demesinler. İlk versiyonda olan bazı hataları düzeltme adına ikinci versiyon Hababam Sınıfı serisine izin vermiştim. Para kazanayım diye değil. Ne var ki o senaryolara müdahale edemedim. Murat Akdilek, babamın çok sevdiği karikatürist Ferruh Doğan'ın oğludur.İnsancıl  bir davranışta bulunarak filmin çekim sürecinde Murat'ın harcayacağı paraları da  göz önünde bulunup sıkışmasın diye 'Hani benim param' demedim. Söylendiği gibi 500 bin TL'lik ön ödeme ve 100 bin dolar tazminat almadım. Bu kez esere sadık kalınacağını yönünde sözünü verdi. Bu bir ilk olacak. Örneğin Gani Müjde'ye yazdırdığı senaryoda şişme kadın sahnesi vardı. Hababam Sınıfı markasıyla  şişme kadının yan yana durması mümkün olmayacağı için sahneyi veto ettim."

21 Temmuz 2014 Pazartesi

Cemaat Operasyonu Başladı

17 ve 25 Aralık operasyonlarını yürüten polislere yönelik İstanbul Terörle Mücadele ekiplerinin başlattığı operasyonda gözaltı listesinde oldukça önemli isimler yer alıyor! İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Orhan Kapıcı'nın koordinatörlüğündeki operasyonda gözaltına alınanlar arasında Yurt Atayün ve Erol Demirhan gibi isimler bulunuyor.

İstanbul Terörle Mücadele ekipleri gece saat 01.50'de operasyonun startını verdi. İstanbul'da çok sayıda polis paralel yapı soruşturması kapsamında gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar içinde şube müdürleri de yer alıyor.

200 POLİSİN İSMİ YER ALIYOR 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Emniyet'teki paralel yapılanmaya yönelik yürütülen 'gizli' soruşturma bu gece saat 01.30 sularında operasyona dönüştü. İstanbul'da çok sayıda polis evlerinde yapılan aramanın ardından gözaltına alındı. Yaklaşık 200 polisin gözaltı listesinde olduğu belirtiliyor.

LİSTEDE KİMLER VAR? 

Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, 17 Aralık gibi operasyonları yürüten polis şeflerinin soruşturma kapsamında şüpheli sıfatında olması dikkat çekiyor. Soruşturmanın en dikkat çeken şüphelileri bir dönem İstihbarat Daire Başkanlığı yapan Ramazan Akyürek, Erol Demirhan ve eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün.

MİT KRİZİNİN POLİSLERİ DE GÖZALTINDA

Ramazan Akyürek'in emniyet içindeki paralel yapılanmanın kilit isimlerinden olduğu ileri sürülüyor. Özellikle Ergenekon soruşturması sürecinde yaptığı operasyonlarla ismini duyuran Yılmazer'in ismi Dink suikastındaki ihmal iddialarıyla da gündeme gelmişti. Erol Demirhan ise MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmasının ardından yaşanan 'MİT Krizi'nin ardından görevden alınmıştı. Yurt Atayün de MİT Krizi'nin ardından TEM Şube Müdürüyken görevden alınmıştı.

İstanbul Terörle Mücadele Şube ekiplerinin yaptığı operasyonda İstanbul'da çok sayıda polisin gözaltına alındığı kaydedildi. Paralel yapı soruşturmasının birinci gözaltı dalgası olan operasyonu 2 savcı yürütüyor. İstanbul Cumhuriyet Savcıları İrfan Fidan ile Okan Güzelsoy soruşturmanın başında bulunurken İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Orhan Kapıcı ise soruşturmanın koordinatörü.

Şüphelilere, resmi belgede sahtecilik, casusluk, özel hayatın gizliliğini ihlal gibi suçlamalar isnat ediliyor.

10 Temmuz 2014 Perşembe

On binlerce kişi faturasını sorgulatıyor!

EPDK elektrik faturalarını kontrol etmek için geliştirdiği sistem, abonelerin faturalarına kuşkuyla yaklaştığını ortaya koydu.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) sistemi hizmete verdiği gün, on binlerce abone faturasını sorgulamak için siteye akın etti. Sistem, yoğun girişler nedeniyle hizmet veremez duruma düştü. Kurum TÜBİTAK ile temasa geçti ve 6 dolayında uzman EPDK ile temasa geçti; saatler süren çalışmadan sonra sorun çözüldü. EPDK bünyesindeki bilişim uzmanlarından bir grup gece boyunca nöbet tuttu. EPDK’nın geçen hafta hizmete verdiği resmi internet sayfasında yer alan fatura sorgulama modülü, abonelerin şikâyetlerine çözüm üretmeyi hedefliyor. EPDK’ya, abonelerden dağıtım şirketleriyle ilgili gelen şikâyetler üç konuda yoğunlaşıyor. Birinci sırada elektrik kesintileri geliyor. Abonelik hizmetleri (açmakapama, hat bağlantı, arızalara müdahale) ikinci sırada yer alıyor. Faturalar da abone şikâyetlerinde önemli yere sahip.

‘BENDEN 60 KURUŞ FAZLA ALMIŞLAR’ DİYE EPDK’YA BAŞVURDU

Aboneler, EPDK’nın sistemine abonelikle ilgili istenen bilgileri girerek, faturalarını hesaplamaya başladı. Dağıtım şirketinin fazla tahsilat yaptığını düşünen aboneler, EPDK’ya başvuruda bulunuyor. Bir abone, “Benden 60 kuruş fazla tahsil edilmiş” diyerek EPDK’ya şikâyetçi oldu.

Kaynak: Habertürk

Bu ay onlara doğalgaz faturası yok!

Temmuz ayında bu şehrimizde doğalgaz sayacı okutmayacağı belirtildi.

Bursagaz'ın, müşterilerden gelen talep ve tüketimin az olması nedeniyle Temmuz ayında doğalgaz sayacı okutmayacağı belirtildi.
Bursagaz’dan yapılan yazılı açıklamada şöyle denildi:

“Müşterilerden gelen talepler doğrultusunda, yaz aylarında tüketimlerin de düşük olması nedeniyle Temmuz ayında sayaç okuma ve faturalandırma işlemlerinde değişiklik yapacaktır. Bu kapsamda, sanayi müşterilerimizin ve büyük tüketicilerimizin sayaç okuması olağan periyotlarında yapılacak olup, diğer tüm müşterilerimizin sayaç okuma ve faturalandırma işlemi Temmuz ayında yapılmayacaktır.

Müşterilerimiz konuyla ilgili olarak 444 11 33 numaralı Çağrı Merkezi’mizden ve web sitemizden bilgi edinebileceklerdir.”

Suriyeliler 200 esnafa kepenk kapattırdı

Mersin'de son 3 ayda Suriyeliler ile rekabette zorlanan 200 kadar esnafın kepenk kapattığını ifade edildi.

Mersin esnafı kente göçle gelip ardından işyeri açan Suriye esnafı için denetim istiyor. Gerekli denetimlerin yapılmaması nedeniyle haksız rekabet ortamının oluştuğunu ve buna ayak uyduramayan çok sayıda Mersinli esnafın dükkanını kapatmak durumunda kaldığını açıklayan Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Talat Dinçer, “Ayrıca çok sayıda Suriye vatandaşı da sigortasız olarak çalıştırılıyor. Bunlara artık denetim getirilmeli” dedi.

200'DEN FAZLA ESNAF KEPENK İNDİRDİ

Son 3 ay içinde rekabet edemeyen 200’ün üzerindeki Mersin esnafının dükkanını kapatmak durumunda kaldığına dikkat çeken Dinçer, “Geçtiğimiz günlerde işsizlik oranları da açıklandı. Mersin’de yüzde 3 oranında artış var. Durumun böyle devam etmesi sosyal sıkıntıları da beraberinde getirir. Gerekli önlemler vakit kaybedilmeden alınmalıdır” dedi.

Dünya Gazetesi'nin haberine göre; Son 3 aydır esnafın en büyük sıkıntısı olarak Suriye’den göçle gelen vatandaşların kurallara uymadan işyeri açmasını olduğunu savunan Dinçer, “Bu vatandaşların da geçinmeye ihtiyacı var. İşyeri açmalarında bir sıkıntı bulunmuyor. Ancak bu kurallar çerçevesinde yapılmalı. Aksi halde sorunlar büyür. Bir Türk esnaf ve sanatkarının işyeri açması için istenen belgeler, yapması gereken yükümlülükler var. Vergi kaydı, belediyeden çalışma izni, meslek kuruluşlarına kayıt, ustalık belgesi alınması gibi şartlar var. Türk vatandaş tüm bu şartlara uyarken Suriye’den gelen vatandaşın ne vergisi, ne çalışma ve ne de oturma izni var. Gayri resmi işyeri açıyorlar. Vergi vermiyorlar, BağKur primi ya da sigorta ödemiyorlar. Bu da haksız rekabete yol açıyor” diye konuştu.

Elektrikçi de var erkek berberi de

Gıdadan elektrik, elektroniğe, kasap dükkanından berbere kadar her alanda Suriyeli vatandaşın kendi dükkanını açtığını dile getiren Talat Dinçer, “Esnafımızla Suriyeliler arasında çatışmalar başladı ve bunun ileride büyümesinden endişe ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Türk esnafına gıda kodeksi, hijyen, iş sağlığı güvenliği gibi çeşitli mevzuatlar uygulanırken Suriyeli esnaf için bu şartların hiçbirisinin gözetilmediğini kaydeden Dinçer, “Esnaf odaları birliği olarak yasal şekilde eşit şartlarda ticaret yapılmasını istiyoruz. Bunun dışında yapılan ticarete karşıyız” şeklinde konuştu.

Suriyeliler’in inanılmaz bir trafik karmaşasına da neden olduğunu kaydeden Dinçer, “Plakalarda Arapça yazıldığı için şikayet de edilemiyor” dedi.

‘Açılan 250 işyeri tespit ettik’

Mersin’de Suriyeliler tarafından şimdiye kadar açılan 250 işyeri tespit ettiklerini, çalışmalarının sürdüğünü dile getiren Talat Dinçer, “Bu sayı her gün artarak devam ediyor. Yollarda da satışlar yapılıyor” şeklinde konuştu.

Suriye Platformu’ndan aldıkları bilgiye göre Mersin’de 250 bin civarında Suriye vatandaşının yaşadığını anlatan Dinçer, resmi rakamlara göre ise bu sayının 35-40 bin civarında olduğunu, kalan bölümünün oturma izni dahi olmadan işyeri açtığını, çeşitli dükkanlarda işçi olarak çalıştıklarını söyledi. Dinçer sözlerini, “Gerekli kuralları zamanında koymazsak ileride çok ciddi sıkıntılarla karşılaşabiliriz” diye tamamladı.

Vatandaşı çileden çıkartan SMS ücreti

Banka, borç gecikme bildirimi için bir ayda 17 SMS gönderip bunu parasını isteyince vatandaş çileden çıktı.

Banka, borç gecikme bildirimi için müşterisine bir ay içerisinde 17 kez SMS gönderdi, 66 liralık borç gecikme bildirim ücreti ödeyen tüketici çileden çıktı.

Şikayetvar'ın haberine göre: Bankalar borç gecikme bildirimleri için SMS gönderdikleri müşterilerinden fahiş ücretler almaya devam ediyor. Bankalar arasında bilgilendirme ücretleri değişiklik göstermekle birlikte SMS başına 2 lira ile 6 lira aralığında ücret alınıyor. Bir ay içerisinde defalarca SMS gönderen bankanın aldığı ücret, kullanıcıların borçlarıyla eş değer hale geliyor. Hesap özetlerini incelemeyen kullanıcılar ise her ay kesilen bu rakamlardan habersiz ücret ödüyor.

Bankanın gecikme bildirimlerinden aldığı ücretleri haksız kazanç olarak değerlendiren ve alınan paraların iade edilmesini talep eden tüketicilerin şikayetleri şöyle:
"66.75 TL Gecikme Bildirim Ücreti Aldı." "Geciken kredim için tamamladığım parayı bankaya yatırdım fakat hesap özetimi kontrol ettiğimde bankanın bana 17 kere SMS gönderdiğini ve toplamda "Gecikme Bildirim Ücreti Tahsilatı" adı altında gönderdiği 66.75 TL aldığını fark ettim. Bankanın SMS vb. şeyler için para kesmesini doğru bulmuyorum, alınan ücretlerin iade edilmesini istiyorum."
"Toplamda 40 kuruşluk borç için 20 lira bildirim ücreti kestiler"
"Toplamda sadece 1 günlük gecikme için banka bana 3 tane mesaj gönderdi, 40 kuruş gecikme faiz miktarı için, 20 TL gecikme bildirim ücreti kestiler. Bunun adı haksız kazançtır! İnsanları saf yerine koymayı bu kadar abartmışlar."

"Defalarca kez gecikme bildirim ücreti kesmiş!"
"Kredimi kapatmak amaçlı hesabıma yatan paradan aynı gün içerisinde kaç kalem olduğunu saymadım aynı tutarda gecikme bildirim ücreti kesilmiş. Bankacı değilim anlamıyor olabilir ama bu gecikme bildirimini defalarca kesmenin mantığını kavrayamadım. Kesilen paranın tarafıma iade edilmesi talep ediyorum. Şimdi ben bu şikayeti yazdım hemen altına standart cevabı yazmakla görevli arkadaşa da birkaç sözüm var: Eğer ki o yaptığın işten zevk alıyorsan bazı insancıl duygularından şüphe ederim."
"Ekstre gecikme bildirim ücreti alıyor"

"Hesap özetimi ayrıntılı incelediğimde benden gecikme bildirim ücreti adı altında 2 TL kesilmiş. Yani 1 SMS için 2 TL para alınmış. Bu tarz uygulamalarından dolayı artık bankayı tercih etmiyorum ve bu ücretin iadesini istiyorum"

"Her ay 6 lira boş yere ücret kesiliyor"
"Defalarca gecikme bildirimi SMS ya da arama almak istemediğimi sadece hesap ekstramı istememe rağmen her ay 6 TL SMS ve arama ücreti ödüyorum. Ödemesi geciken müşteriye zaten o ayın sonunda gecikme cezası olarak faiz vs adı altında zaten bir miktar ücret yansıtılacağı bilinmektedir. Buna itirazımız yoktur. Hal böyleyken bu müşteri gecikti o zaman bende istediğim fiyatta SMS ücretini alırım diye düşünmeniz çok yanlış ve üzücüdür. SMS ücreti ceza olamaz. Bu konu hakkında çözüm üretemeyecekseniz kartımı derhal kapatın."